şeker hastası olmadığın sürece. Burada çalışanlar senin için değil, benim için çalışıyor. | Open Subtitles | إلا إن كنت مصابة بالبول السكري المصففون هنا يعملون لدي ولا يعملون لديك |
şeker hastalığı birlikte yaşayabileceği bir hastalık... ve eksiksiz yaşayabilir. | Open Subtitles | السكري هو مرض يمكنها العيش معه و تعيش بكامل حريتها |
40 yaş üstü nüfusun yüzde 50'si şeker hastalığından muzdarip. | TED | 50 بالمئة من السكان فوق سن الأربعين يعانون من مرض السكري. |
Hobilerim arasında yolculuklarda uslu durmak, ...şarkılara alkışla eşlik etmek ve diyabet bulunuyor. | Open Subtitles | هواياتي هي دائما ما أكون هادئا خلال الرحلات اصفق مع الاغاني ومرض السكري |
diyabet elinde ve karnında sinir hasarına neden olmuş olabilir ve- | Open Subtitles | السكري قد يكون تسبب بضرر للأعصاب في يده و أمعائه و |
şeker hastalığını ve Alzheimer'ı yok edecek, kanser riskini azaltacak, felçleri sıfıra indirecek genetik değişiklikleri yapabilseydiniz? | TED | ماذا لو كنت تستطيع عمل تغييرات جينية للتخلص من السكري و الألزهايمر أو تقليل خطر السرطان أو التخلص من السكتة ؟ |
Dubai'de çalıştığım dönemden beri şeker hastasıydı ve o dönem maaşım tedavisini karşılamaya yetiyordu. | TED | كان يعاني من السكري لسنوات عديدة بينما كنت لا أزال أعمل في دبي، وكان راتبي دائماً يكفي لدفع تكاليف علاجه. |
Hastalık Kontrol Merkezi'ne göre 2000 yılından sonra doğan çocukların 3'te birinin şeker hastalığı olacak. | TED | ووفقا لمركز السيطرة على الأمراض، ثلث جميع الأطفال المولودين بعد عام 2000 سوف يصابون بمرض السكري. |
Sadece bilgi olarak: yüksek tansiyon, şeker hastalığı, obezite, egzersiz eksikliği. | TED | هؤلاء للمعلومية فقط: ارتفاع ضغط الدم وداء السكري والسمنة وعدم ممارسة الرياضة. |
Gözdeki görüntüleri alabilir ve şeker hastalığı retinopatisi olarak adlandılan göz hastalığını teşhis edebilir misiniz? | TED | هل يمكنك التقاط صور للعين وتشخيص مرض في العين؟ يسمي اعتلال الشبكية السكري |
Bu akşam konuştuğumuz çocukların tam üçte biri şeker hastası olma yolunda ilerliyor. | TED | والثلت الكامل من الأطفال الذين تحدثنا حولهم الليلة هم في طريقهم للإصابة بمرض السكري في مرحلة ما من حياتهم. |
Dahası, dünyadaki her dört şeker hastasından biri artık Çin'den geliyor. | TED | ومن المثير للقلق، أن واحد من كل أربعة مصابين بمرض السكري في العالم أصبح من الصين. |
Stentler ve şeker hastalığı için insülin pompaları gibi, daha önceden yaptığımız şeyleri, bir önceki filmde tartışmıştık. | TED | ناقشنا في الفلم السابق ، بعض الأشياء القديمة التي قمنا بها مثل الدعامات ومضخات الأنسولين لمرضى السكري |
Sonunda diyabet yapacak olsa da seni heyecanlandıracak bir şey olmak istiyorum. | Open Subtitles | شيءٌ أنتي متحمسة بشأنه على الرغم من أنه قد يصيبك بداء السكري |
diyabet bir felaket. Yılda 4 milyon fazla kişiyi öldürüyor. | Open Subtitles | السكري طاعون منتشر يقتل أكثر من 4 ملايين في العام |
diyabet çok yıkıcı olmasına karşın kalp hastalığının yanında masum kalıyor. | Open Subtitles | على أنّ السكري مدمّرٌ كمرض، إنه أقل أهمية مقارنة بمرض القلب. |
Ama benim hayatımda, buna, azaltılmış obezite ve diyabet deniyor. | TED | ولكن في عالمي، هذا يدعى انخفاض البدانة ومرض السكري . |
O ve danışman hocasının diyabet hastaları üzerinde Viagra'nın ikincil kullanımına dair patenti var. | TED | هي والمشرف عليها حاصلين على براءة اختراع للاستخدام الثاني لمرضى السكري. |
diyabetik için insülin vurma zamanı. | Open Subtitles | هذا وقت مرض السكري لأعطي نفسه حقنة من الانسولين |
İşverenler, sicilinden dolayı onu geri çevirdi. Kalp rahatsızlığı ve Diyabeti nedeniyle annesi, en yakın arkadaşı, 43 yaşında hayatını kaybetti. | TED | فقد رفضه أرباب العمل بسبب سجله الإجرامي، وتوفيت والدته، أعز صديق له في عمر 43 عاماً بسبب أمراض القلب ومرض السكري. |
İnanın, o şekerli ekmekleri benden çok seven yoktur. | Open Subtitles | صدقيني لا أحد يحب ذلك الخبز السكري أكثر منّي |
Yaptığımız araştırmalarda okuduğumuz bazı çalışmalarda diyabetin saf bitki kaynaklı bir diyetle tedavi edilmesinin potansiyel olarak mümkün olduğu yazıyor. | Open Subtitles | أثناء البحث، صادفتُ العديد مِن الدراسات التي قالت أنك ربما تستطيع فعلياً علاج أو عكس السكري باتباع غذاء نباتي صرف. |
Ve yüksek obezite, diabet ve kalp hastalığı görülme oranları da bunun sonucuydu. | TED | وارتفاع معدلات السمنة لديهم، وأمراض السكري والقلب كانت هي النتيجة. |
Ya da Şekeri hastası olan veya düşük karbon diyeti yapan bir reklamcıydı. | Open Subtitles | أو مسؤول تنفيذي إعلان الذي يعاني من مرض السكري أو على نظام غذائي منخفض الكربوهيدرات. |
Bakın, önceki gece gelen kadından farklı olarak, bu kadının tip 2 diabeti vardı. | TED | كما ترون، بخلاف المريضة التي قدمت قبلها بليال هذه المرأة كانت مصابة بالنوع الثاني من داء السكري. |