Veya Eti Kesen Kasap Ancak bıçağı Ete Değdirdikçe Günlük Beceri Kazanır. | Open Subtitles | أو الجزار الذي يقطع اللحوم يومياً بمهارة حيث السكّين بالكاد تلمس اللحم |
Veya Eti Kesen Kasap Ancak bıçağı Ete Değdirdikçe Günlük Beceri Kazanır. | Open Subtitles | أو الجزار الذي يقطع اللحوم يومياً بمهارة حيث السكّين بالكاد تلمس اللحم |
bıçağı bana getirmeni istiyorum. Bunlardan kurtulmama yardım etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أودّك أن تجلبي السكّين لهنا، أودّك أن تحرريني من أصفادي. |
Dolabında bıçak gördüğünü iddia eden bir temizlikçi var. | Open Subtitles | لديه هذا الحارس الذي يدّعي أنه رأى السكّين في خزنته |
Eğer bu bıçak yeni olsaydı ve son bir buçuk yıldır kullanılıyor olmasaydı... gördüğünüz Bıçağa benzer miydi? | Open Subtitles | إن كانت هذه السكّين جديدة ولم تستخدم لأكثر من سنة هل ستشبه التي رأيتها؟ |
Sayın Yargıç, bu bıçağın iki numaralı savunma kanıtı olarak kayıtlara geçmesini istiyorum. | Open Subtitles | حضرة القاضي اُريد أن توضع هذه السكّين كدليل دفاعي معترف من قبل الشاهد |
Sonra yatağa geri geldi... ve bıçağı bacaklarımın arasına sürtmeye başladı. | Open Subtitles | ثم عاد إلى الفراش وبدأ بوضع السكّين بين رجليّ |
O bıçağı sırtına siz saplamış sayılırsınız. | Open Subtitles | كان من الأفضل أن تغرِس السكّين في ظهرك بنفسك |
Bunu yapan herkimse, ya bıçağı rastgele sapladı ya da bıçak kullanmada çok iyiydi. | Open Subtitles | أيّاً كان الفاعل، إمّا أنّه حالفه الحظّ أو أنّه بارع في استخدام السكّين |
Üç günümü sizler kurtulasınız diye paraladım ve siz de bu bıçağı sırtıma sapladınız. | Open Subtitles | لقد أمضيتُ الثلاثة أيّام المنصرمة وأنا أحاول إنقاذكم وتسدّدوا هذه السكّين لظهري |
Son üç günümü sizi kurtarmaya çalışmakla harcadım sizse sırtıma o bıçağı sapladınız. | Open Subtitles | لقد أمضيتُ الثلاثة أيّام المنصرمة وأنا أحاول إنقاذكم وتسدّدوا هذه السكّين لظهري |
Gene bıçağı sormayacağım. Anladın mı? | Open Subtitles | لـنّ أقـوّمَ بسـؤالكَ مجـدداً بشـأن السكّين. |
Adam derin deniz balıkçılığı yapıyor. bıçak kullanmayı biliyordur. | Open Subtitles | إنّه صيّاد سمك بأعماق البحار ومعظمهم يجيد استخدام السكّين |
bıçak diyaframından geçip doğruca dalağına girmiş. | Open Subtitles | لقد دخلت السكّين عبر الحجاب الحاجز إلى الطُّحال |
Yaralar, sargı bezi için çok büyükmüş yani damara ulaşmak için bıçak kullanılmış. | Open Subtitles | كانت الجروح عالية للغاية لأجل المِرفأة، لذا فإنّهم إستخدموا السكّين للدخول إلى المجال الأوعية الدموية |
bıçak kalbine saplanana kadar hakkında yanılmış olmayı umuyordu. | Open Subtitles | إلى لحظةِ دخول السكّين إلى قلبه كان يأمل لو كان مخطئاً بشأنك |
Sanırım bıçak girdiğinde baskı altındaymış. | Open Subtitles | أظنّه كان مثبّتاً إلى الأرض حين انغرزت السكّين فيه |
bıçağın giriş noktası vücudun önü görünüyor ancak çıkış noktası vücudun arkası. | Open Subtitles | يبدو كما لو أنّه طعن من الأمام، لكن أزيلت السكّين من الخلف. |
O bıçakla ilgili olarak tam 183 kahrolası kulüp üyesiyle konuştum. | Open Subtitles | وتحدثت مع 183 عضواً في النادي عن تلك السكّين اللعينة |
Gördüğünüz ne tür bir bıçaktı? | Open Subtitles | سيّد (فابريزي) مانوع السكّين التي رأيتها؟ |
Ve beni içeri aldiktan sonra biçagi eline aldi. | Open Subtitles | وحينما أدخلني، جلب السكّين من الرُف. |
İçindeki öfke, sinir, nefret bıçağına gidiyor ve oradan da Nicole'nin içine giriyor. | Open Subtitles | العنفُ الذي لديه، والغضب، والكره تدفّق منهُ بإتجاه السكّين (ومن السكّين نحو (نيكول. |