Sahneye çıktığımda, bazılarınız düşünmüşsünüzdür, ''Ay, bizi bir şamata bekliyor desene, çünkü şişman insanların eğlenceli olduğunu herkes bilir.'' | TED | عندما ظهرت على المسرح قد يكون بعضكم فكر في نفسه سيكون هذا مثيرا للضحك فالجميع يعلم أن السمينين يجيدون الإضحاك |
Sonra annem beni şişman çocuklar için yaz kampına yolladı. | Open Subtitles | وبعد ذلك أمي سترسلني إلى معسكر صيفي للأطفال السمينين |
Okuyabilen ama şişman bir genç nüfuzumuz var. | Open Subtitles | بأننا يجب أن نخفض من عدد الطلاب السمينين لأنهم كثروا |
Tüm bu şişman ve doymuş adamlar geçit törenlerinde yürüyor ve şampanya içiyor. | Open Subtitles | كل هؤلاء الرجال السمينين والمُشبعون يحتفلون ويشربون الشمبانيا |
At kuyruklu saçları çekmişsin ve kimse küçük Perry'yi görmezden gelemesin diye şişko çocukları pisliğin içine itmişsin. | Open Subtitles | بل لأنك أناني جداً ولم يكن ذاك الحب كافياً لذا كنتَ تشد شعر الفتيات وتدفع التلامذة السمينين في الوحل |
Ben de Ozzie'nin aptal ve şişman olmasından. Bununla yaşamalısın. | Open Subtitles | أكره الأستراليين السمينين و الأغبياء تعايش مع هذا |
Bu ikisi sizin şişman, tembel okuyucularınızı egzersiz yapmaya heveslendirir. | Open Subtitles | هذه الإثنان يُمكنُ أَنْ يَجعل قرّائَكَ الكسالى السمينين يتبعون حمية ويتمرنون لوقت قصير |
Eğer dünya rekorlar kitabındaki bu şişman ikizlerin... her birinde bir tane olabiliyorsa, bende neden olmadığını anlamıyordum. | Open Subtitles | لو إستطاع التوأمين السمينين من كتاب التسجيل العالمي كل منهم الحصول على واحدة , لم أستطع رؤية لما أنا لم أخذ واحدة |
İstifçilerden daha çok sevdiğim tek şey, kapıdan geçemeyen şişman insanlardır. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أحبه أكثر من المكتنزين هم الأشخاص السمينين لدرجة أنهم لا يستطيعون العبور من الأبواب |
Başkan şişman insanları ne kadar nahoş bulduğumu biliyor. | Open Subtitles | الرئيسُ يعرف كم هو مُزعج العمل الذي قمت به. . للأشخاص السمينين |
Kaydırak üstündeki şişman ikizleri ilk gördüğüm zaman, günlerce ereksiyon halindeydim. | Open Subtitles | عندما شاهدة لأول مرة صور لأولئك التوأمين السمينين على دراجة نارية، لكن كنت متصلبة لأيام. |
Kuzey korede bir çok şişman çocuk var. | Open Subtitles | عندنا العديد من الأطفال السمينين في كوريا الشمالية. |
"CIA sadece ihtiyacımız olduğunda uyuyakalan bir grup şişman, beyaz, yaşlı adamdan oluşur." | Open Subtitles | "وكالة المخابرات المركزية فقط باقة من الرجال البيض الكبار السن السمينين الذين ناموا عندما إحتجناهم أكثر." |
şişman insanlar bizim en büyük demokratlarımız. | Open Subtitles | السمينين هم أكثر الناس ديموقراطية |
Peki, bana motosikletli iki şişman adamla takılacağım ve arı sakalı ekipmanı takılacağım gizli Guinness rekortmenleri kulübünün anahtarı verildiğinde bunu hatırlayacağım. | Open Subtitles | نعم سأتذكر ذلك أثناء تسلمي مفتاح النادي السري لحملة الأرقام القياسية بموسوعة جينيس حيث سأستكع مع الشايين السمينين على الدراجات النارية |
- şişman adamlar eğlenceli olur sanırdım. | Open Subtitles | الرجال السمينين يُفترض أنْ يكونوا مَرِحين. اخلعيه! |
şişman çocuklar hariç. | Open Subtitles | باستثناء السمينين منهم |
Eskiden şişman olanları severim. | Open Subtitles | أحب السمينين سابقاً. |
Meadow aptal şişman kadınları daha az şişman yaptı ve aptal zangin çocukları daha az aptal... ve uyduruk zengin adamları daha az uyduruk. | Open Subtitles | (ميدو) قد جعلت النساء الأغنياء السمينين أقل من سمونة والأطفال الأغنياء الأغبياء أقل غباء ورجال أغنياء مملين أقل ملل |
Belki şu şişko karının yaptığı isal Meksikan çayından içerim ve işe gidemeyecek kadar hasta olurum. | Open Subtitles | ربما علي ان اشرب الشاهي المكسيكي الجالب للإسهال الذي صنعوه الأشخاص السمينين وسأكون مريضه جداً للعمل |
Neden savunma kocaman, şişko, zencilerden oluşuyor da hücum hattı kocaman, şişko beyaz adamlardan kuruluyor acaba? | Open Subtitles | لماذا خط الدفاع دائما ً مليء بمجموعة من الضخام و الأقوياء من أصحاب البشرة السمراء وفي خط الهجوم مليء بضخام و السمينين أصحاب البشرة البيضاء ؟ |