| Tepenin altındaki yaşlı kadın, zemini süpürürsem bana 50 dolar vereceğini söyledi. | Open Subtitles | قالت السيدة العجوزة عند أسفل التل إذا كنستُ الأرضية ستعطينني 50 دولاراً |
| Ertesi sabah yaşlı kadın ölmüştü... | Open Subtitles | في صباح اليوم التالي .. ماتت السيدة العجوزة |
| Sikik yaşlı kadın bize bira alacağına söz verdi. Ver şunları. | Open Subtitles | السيدة العجوزة وعدت لنا ببيرة لذا أعطنا البيرة |
| O yaşlı kadın bayıldığı için çok şanslısın. | Open Subtitles | -أنها حالة طبية -أنت محظوظ لأن تلك السيدة العجوزة أغمي عليها |
| - Yaşlı bir kadın söyledi. | Open Subtitles | لقد كانت السيدة العجوزة |
| Tek düşündüğün o yaşlı kadın! | Open Subtitles | كل ما تفكر به هو تلك السيدة العجوزة |
| İnsanları yiyenin o yaşlı kadın olduğunu sanmıştım oysa baştan beri insan yiyici Lorna'ymış. | Open Subtitles | لسبب ما , أعتقدت بأن تلك السيدة العجوزة كانت آكلة الناس , لكنها كانت (لورنا) طوال الوقت |
| O yaşlı kadın Dahaiyi. | Open Subtitles | هذه السيدة العجوزة (ويلبذر). |
| - Yaşlı bir kadın mı? | Open Subtitles | السيدة العجوزة ؟ |