Bir arkadaşımın, Japon yetkililerle başı dertte. | Open Subtitles | لي صديق لديه مشكلة مع السّلطات "اليابانية". |
Sizin adınıza yetkililerle konuşacağım. | Open Subtitles | سأتحدّث إلى السّلطات نيابة عنك |
Joe Carroll'ın müritlerinden veya yardımcılarından biri federal yetkililerle iş birliği yaparsa dokunulmazlık sahibi olacaklardır. | Open Subtitles | إذا كان أي من تابعي أو مساعدي (جو كارول) على استعداد للتعاون مع السّلطات فسيتمّ منحهم حصانة كاملة من الملاحقة القضائية بسبب أيّ جريمة |
yetkililer, ölümcül virüsü kontrol etmeye çalışıyor. | Open Subtitles | "{\cH70BFDC}".وتحاول السّلطات احتواء انتشاره المُميت - |
Peter Bishop'ın kaybolmasının üzerinden 6 ay geçmesine rağmen yetkililer durumu açıklayabilmiş değil. | Open Subtitles | "مرّت 6 أشهر على اختفاء (بيتر بيشوب)، دون أن تتوصّل السّلطات لأي شيء" |
Soygundan dolayı İngiliz yetkililerin kafası hala karışık ve 9 aydır hiçbir bulguya rastlanmadı. | Open Subtitles | "مازالت السّلطات البريطانيّة في حيرة، وبدون أيّ أدلّة مهمّة 9 أشهر بعد الجريمة" |
Bir dahaki sefere burada olduğunda, yetkililer Victoria'yı gözaltına alacaklar. | Open Subtitles | في المرّة القادمة التي ستأتين فيها إلى هنا، ستكون (فكتوريا) محتجزة لدى السّلطات |
Bir dahaki sefere burada olduğunda, yetkililer Victoria'yı gözaltına alacaklar. | Open Subtitles | في المرّة القادمة التي ستأتين فيها إلى هنا، ستكون (فكتوريا) محتجزة لدى السّلطات |
yetkililer 14 yıl önce Londra, St. Mary's'teki virüs saldırısı ile V adlı terörist örgütün arasında bağ olabileceğine dair yeni ipuçları buldu. | Open Subtitles | "{\cH70BFDC}كشفت السّلطات دليلا جديدا - يربط المنظّمة الإرهابية المكنّاة (في)" "{\cH70BFDC}".بالهجوم الواسع على (سانت ماري) منذ 14 عامًا |
Yine yetkililerin bildirdiğine göre, tehlike artık sona ermiştir. | Open Subtitles | -{\cH70BFDC}مُجدّدا، حسب ما علِمنا من السّلطات" فالخطر قد انتهى الآن" |