Şu dikenli çalının altında yiyecek bir şeyler bulmuşa benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنه قد وجد شيىء يأكله تحت تلك الشجيرات الشائكة |
Bir de dikenli tel ve kule bekçisi ayarladık mı tamamdır. | Open Subtitles | كل ما أحتاج إليه هو سور من الأسلاك الشائكة وحُراس أبراج |
Yani, birkaç tanesini saymak gerekirse.. Bir, lütfen kamu yapılarının çevresine dikenli bitkiler koymaktan vazgeçin. | TED | أعني، دعوني أذكر بعضها. واحد، يرجى التوقف عن وضع النبات الشائكة حول المباني العامة. |
Ve Doug ilk gün işe giderken, ana merkezin dikenli tel örgülerle çevrili olduğunu gördü. | TED | وعندما قاد دوغ إلى العمل في يومه الأول، لاحظ أن المقر الرئيسي محاط بسياج من الأسلاك الشائكة. |
Bu zor ev hayatı, öğrenmenin önünde, bizim bir şekilde üstesinden gelmemiz gereken dikenli teller yaratıyor. | TED | تلك الخبرات المنزلية الصعبة خلقت حواجز من الأسلاك الشائكة في وجه التعلم، وكان علينا إيجاد طريقة للعبور فوقها. |
Aramızda dikenli tel varken birkaç kez görüştük ve sen... | Open Subtitles | لقد تكلمنا عدة مرات من خلال الأسلاك الشائكة |
Yoksa kendinizi, kadınlarınızı ve çocuklarınızı dikenli teller ve çitler arasında bulacaksınız. | Open Subtitles | وإلّا ستجدون أنفسكم وزوجاتكم وأولادكم محصورين بين الأسلاك الشائكة وأعمدة السياج |
Şu adam, Saito, o haklı. Burada dikenli tellere gerek yok. | Open Subtitles | سايتو كان على حق لا حاجة لوجود الأسلاك الشائكة هنا |
Kaçışın önünde iki engel var; dikenli teller ve nöbetçiler. | Open Subtitles | : هناك عقبتان للهروب الأسلاك الشائكة والحراس |
dikenli tellerin yanında çalışıyordu ve korkunç çığlıklar duyuyordu. | Open Subtitles | كان يعمل خلف الاسلاك الشائكة وكان يسمع صراخ فضيع |
dikenli telleri söktüler ve camlardan dışarı çıktılar. | Open Subtitles | أزالوا الاسلاك الشائكة وخرجوا من شباك العربة |
Pencereleri dikenli tellerle örülerek kimsenin kaçamaması sağlanıyordu. | Open Subtitles | تم اغلاق النوافذ بالاسلاك الشائكة لكي لايخرج أحد |
Spot dikenli tellere takılmıştı. Mikrop kaptı. | Open Subtitles | علق سبوت بالاسلاك الشائكة اصيب على اثرها |
Kodlar, şartnameler, uzunluğu 4 km olan parmaklıklar, 1,200 kilo ağırlığında dikenli tel elektrik hattı çekilmiş 6,000 kiloluk parmaklıklar, seramik yalıtıcılar mahkûm başına 3 metreküplük hava aralığı! | Open Subtitles | و 1200 كيلو من الاسلاك الشائكة و 6000 كيلو من الاسلاك المكهربه و 3 متر مكعب من الهواء لكل سجين |
Berlin'e dikenli tellerin içinde ne olduğunu çekebilmek için geri gittim. | Open Subtitles | عدت إلى برلين لإلتقاط هذه الصورة من داخل الأسلاك الشائكة |
İşçilerden oluşan gruplar, silahlı nöbetçiler eşliğinde merkez boyunca dikenli teller dikmeye başladılar. | Open Subtitles | بدأت فرق من العمال تحت حراسة مسلحة بإقامة حاجز من الأسلاك الشائكة ابتداءً من المنتصف |
Ortada duruyorduk. dikenli tel vardı, biz nöbetçiler vardık. Batı Berlinliler, Doğu Berlinliler. | Open Subtitles | كنا نقف هناك في الوسط، حيث الأسلاك الشائكة نحن الحراس ومواطني برلين الشرقية والغربية |
Saat 4'te dikenli tellerden atladım. | Open Subtitles | قفزت فوق الأسلاك الشائكة في الساعة الرابعة |
Üç gün sonra beton bloklar, dikenli tellerin yerini almaya başladı. | Open Subtitles | بعد ثلاثة أيام، بدأت الكتل الخرسانية تحل محل الأسلاك الشائكة |
Pekala, 12 saatin var, ondan sonra Yabani Parsel'i terk etmeni istiyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، أمامكم 12 ساعة، أيها القائد. وبعدها أريدكم خارج نطاق البقعة الشائكة. |
jiletli telin, daha aydınlık bir yarının umutlarını kestiği, uzun beton duvarlarla, çelik parmaklıklarla çevrili. | TED | محاطا بجدران خرسانية عالية، وقضبان فولاذية، حيث تبرع الأسلاك الشائكة في قطع طريق أحلامنا نحو غد أكثر إشراقاً. |