ويكيبيديا

    "الشاحبة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • solgun
        
    • Soluk
        
    O tatlı, solgun kızdan bir oğul yap yapabiliyorsan, belki yaşar. Open Subtitles أحظى بطفل من تلك الفتاة الشاحبة أن أستطعت ذلك وتمنى بان يظل على قيد الحياة.
    Ne zaman şakalaşmak için yanına gitsem yüzü aydınlanır ufak solgun eliyle hafifçe vururdu bana. Open Subtitles كان دائما بلا مال لكن حينما أجيء تقفز البهجة سريعة إلى وجهه و يربت على رأسي بيده الصغيرة الشاحبة
    Kardeşlerim solgun ormanın üzerinde. Open Subtitles الاخوة و الاخوات في انحاء الغابات الشاحبة
    Penisi olan bir Soluk benizliyseniz, şeytanla aynı taraftasınız. TED إذا كنت من ذوي البشرة الشاحبة أنت في الدوري مع الشيطان.
    Bu, bizim içinde bulunduğumuz dünya, yani bu Soluk mavi nokta. TED ها نحن هنا على كوكب الأرض، هذه النقطة الزرقاء الشاحبة.
    Bunları düşündükçe korkak olup çıkıyoruz hepimiz ve işte böylece kararlılığın doğal rengi... endişenin Soluk gölgesiyle bozuluyor. Open Subtitles هكذا الضمير يجعلنا جبناء كلنا وهكذا التصميم يمرض من طيف اللعنة الشاحبة المفكرة
    "Sardım onu, sessiz solgun aşkımı." Open Subtitles كنت أحتضنها، حبيبتي الشاحبة الساكنة بين يدي كالحلم
    solgun, süt gibi tenini. Narin vücudunu. Open Subtitles بشرتها اللبنية الشاحبة جسدها الناعم المرهف
    Ölü atlarının üzerinde av köpeği boylarındaki solgun örümcekleriyle avlandılar. Open Subtitles يقودون أحنتهم الميتة يصيدون عن طريق حزمهم من العناكب الشاحبة الكبيرة بحجم الكلاب
    Beyaza yakın sarı saçlar, solgun bir yüz dikkatlice süslenmiş tırnaklar. Open Subtitles ،لكن الشعر أشقر مبيض، البشرة الشاحبة أظافر مقلمة بشكل واضح عرفت ذلك لحظة رؤيتك
    Dudaklarımı ve solgun göz kapaklarımı aşkınla öpücük yağmuruna tut. Open Subtitles دعي حبك يغرقني بأمطار من قُبل* *على شفتاي وجفوني الشاحبة
    Dudaklarımı ve solgun göz kapaklarımı aşkınla öpücük yağmuruna tut. Open Subtitles دعي حبك يغرقني بأمطار من قُبل* *على شفتاي وجفوني الشاحبة
    Ölümün solgun bayrağı çekilmemiş oraya. Open Subtitles ان راية الموت الشاحبة ليس لها مكان هنا
    Oradaki solgun yüzlü kız bizim meyhanede garson olduğu için beni tanıdı. Open Subtitles تلك المرأة الشاحبة. لقد ذكرتني
    Kızıl saçlı birinin solgun ve benekli teni, sahile vuran, bir dalganın şehvetini ister. Open Subtitles البشرة الشاحبة و المُنمّشة لذات الشعر الأحمر تدعو لموجة من الشهوة ....
    Ya da o Soluk tenli koyu kırmızı gözlü gizemli kızın adıdır. Open Subtitles ، ربما هو أسم الشاحبة سر الفتاة ذات العيون الحمراء . .
    Bu mezarda böyle oturmak, bu yemeklere katlanmak senin o beyaz Soluk kıçına katlanmak... Open Subtitles الجلوس في هذا القبر , كل يوم , متحملين الطعام تتحمله أنت و مؤخرتك البيضاء الشاحبة
    Koymaya çalıştığın ve hiçbir zaman koyamayacağın Soluk renkli ceset değil. Open Subtitles وليس هذه الجثة الشاحبة التي تحاولين وضعها في مكانها ولن تكوني قادرة على ذلك أبداً
    Düşüncesi bile güzel olan şey şu ki, eğer bize yakın bir yıldızın yörüngesindeki gezegende zeki yaratıklar varsa ve bizim inşa etmeye çalıştığımız türden karmaşık uzay teleskobu yapmışlarsa tüm görecekleri bu Soluk mavi nokta, iğne deliği kadar ışık. TED لكن الأكثر روعة هو اعتبار أنه إذا كان هناك فضائيون أذكياء يدورون داخل كوكب حول نجم قريب منا وصنعوا تلسكوبا فضائيا متطورا مثل هذا التلسكوب الذي نحن في طور بنائه كلما سيرونه هو تلك النقطة الزرقاء الشاحبة بصيص من الضوء
    [Soluk mavi nokta] Okun işaret ettiği küçük bir noktadır. TED هذا الـ "بال بلو دوت"، أي النقطة الصغيرة الشاحبة. النقطة التي نراها هنا، والموضحة بالسّهم،
    Bence bu gerçekten ilginç. Bay Haring'in çalışmaları ile ilgili bu tür istatistiksel analizler genişletilebilir de, hangi dönemde Soluk yeşil daireler veya pembe kareler kullandığına dair. TED أعني، إن هذا مثير للاهتمام. وقد نستطيع تطبيق هذا التحليل الإحصائي على جميع أعمال السيد هايرينج المختلفة كي نحدد في أي عصر فضل الفنان الدوائر الخضراء الشاحبة أو المربعات الوردية

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد