| Ben sadece nasıl hissedeceğimi öğrenmek için bu cesareti gösterdim. | Open Subtitles | أردت فقط أن أمتلك الشجاعة لكي أفعل ما أحب. قلبي كان يقول لي: |
| Tabii buraya her gün gelen birisi atlayacak cesareti göstermek yerine, zamanını arabanızın kaportasına kuş yemi atarak geçirmezse. | Open Subtitles | محاولاً إيجاد الشجاعة لكي يقفز ويمر الوقت وهو يراقب للطيور وهي تتبرز على سقف سيارتك |
| Aslında, seçime girecek cesareti ailemden aldım. | Open Subtitles | في الحقيقة، إنها بسبب عائلتي حصلت على الشجاعة لكي أقوم بكل ذلك |
| Orada olduğunu bilmek, bana gözlerimi açmak için cesaret veriyordu. | Open Subtitles | علمي بأنك هناك , كان يعطيني الشجاعة لكي افتح عيناي |
| Bana yeniden yaşamak için cesaret vereceksin. | Open Subtitles | ستعطيني الشجاعة لكي أعيش |
| Jaret'in eski bilgilere bakacak cesareti vardı. | Open Subtitles | جاريت كانت لديه الشجاعة لكي يبحث في المعرفة القديمة |
| Onun burada ölüyor olmasının tek nedeni görevini yapamaya cesareti olmasındandır. | Open Subtitles | السبب الوحيد أنه يحتضر هنا, هو لأنه لديه الشجاعة لكي يؤدي عمله |
| - Seni öldürecek cesareti bile yok! | Open Subtitles | ليس لديها الشجاعة لكي تقتلك بنفسها |
| Kimin cesareti var? | Open Subtitles | ... من الذي يمتلك الشجاعة لكي |