17 bin deniz mili yolculuk yapmış Norveç yelkenli gemisi Christian Radich'in hikayesi. | Open Subtitles | القصة الحقيقية عن رحلة الـ 17,000 ميل بحـــري للسفينة الشراعية النرويجية, الرايخ المسيحي، |
Elsa, mesela çalışmalarım, Akademi'deki meslektaşlarım, arkadaşlarımız, yelkenli teknem, bu ev. | Open Subtitles | ايلسا , هذا حول عملي زوملائي في الاكاديمية اصدقائنا, مراكبي الشراعية |
"Uskunanın adı Hesperus'tu, ve buz gibi sulara yelken açtı." | Open Subtitles | كانت المركبة الشراعية (هِسبيرُس) قد أبحرت فى المركب الشتوى |
O askılı planörle uçarak biraz huzur bulabilirdim. | Open Subtitles | كان يمكن أن أستخدم تلك الطائرة الشراعية للطيران بعيداً من أجل بعض السلام والهدوء |
Çeyiz getirilip, Veracruz'da bekleyen İspanyol gemilerine yüklenecekti. | Open Subtitles | وبعد ذلك حمّلوها للسفن الشراعية الإسبانية هنا في فيراكروز. |
Bunlar rüzgârın gücünü kullanan Yelkenliler gibi hareket ederler. | Open Subtitles | تشبه هذه الحركات المراكب الشراعية بحبسها لقوة الهواء |
Ve ona Yeryüzü Süzgeci, ya da Gezgin planör deniyor. | TED | يسمونه متصفح الكرة الأرضية، أو الطائرة الشراعية المتجولة. |
Kum bükücülerin kullandığı yelkenlilerden biri bu. Ve bakın! | Open Subtitles | إنها إحدى القوارب الشراعية التي إستخدمها مٌخضعوا الرمال |
yelkenli tasarlamayı da seviyorum. | TED | أحب في الحقيقة تصميم القوارب الشراعية كذلك. |
yelkenli bir gemide kesin saat bildirmek güç. | Open Subtitles | من الصعب تحديد يوم محدد للسفر بالقوارب الشراعية |
yelkenli teknelere aşina olan herkes bilir ki bir tekeyi batırmanın en kolay yolu güç çeviriciyi çıkarmaktır. | Open Subtitles | إسمع، كل من يعرف القوارب الشراعية يعلم أنّ أسهل طريقة لإغراق واحد هو سحب محول الطاقة. |
Ben de turistlere yelkenli kiralıyorum. | Open Subtitles | وتأجير القوارب الشراعية الى السياح |
Bu eski bir yelkenli gemi. | Open Subtitles | هذا يبدو وكأنه سفينة الشراعية القديمة. |
İlhamımı "yelkenli"den alıyorum. | Open Subtitles | إلهامي في اللحظة عبارة عن "السفينة الشراعية الكبيرة". |
Bilmeyenler için... Chai Yo yelken açmayı öğreniyor ve grup evinde yaşıyor. | Open Subtitles | ولمن لا يعرف (تشاي يو)، فإنه يتعلم المراكب الشراعية و يعيش في بيت جماعي |
Ben yelken kanat düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت أفكر بالطائرات الشراعية |
Antrenörle yelken kanat ve Eminem'in yaptığı füze. | Open Subtitles | وأنا معلق بالطائرة الشراعية مع (تي آي) وأيضاً على متن المركبة الفضائية التي بناها (إيمينيم) |
O hep istediğin askılı planör olmadığını biliyorum ama bunu senin için yaptım. | Open Subtitles | أعرف بأنها ليست الطائرة الشراعية التي أردتها دوماً، لكني صنعتها لأجلك |
Tek isteğim bir askılı planördü. | Open Subtitles | كل ما أردته كان تلك الطائرة الشراعية |
Çeyiz getirilip, Veracruz'da bekleyen İspanyol gemilerine yüklenecekti. | Open Subtitles | وبعد ذلك حمّلوها للسفن الشراعية الإسبانية هنا في فيراكروز. |
Arthur, bu çok tehlikeli. Yelkenliler. Onları anlamıyorum... | Open Subtitles | أرثر" ما تريده هو خطـر جداً المراكب الشراعية , لا أفهم فيها مطلقاً |
Yelkenliler çok hızlı. | Open Subtitles | السفن الشراعية ذكية للغاية |
Uzman bir nişancı, mükemmel bir planör pilotu. | Open Subtitles | هي من الرماة ذوي الخبرة وقائد رائعة للطائرة الشراعية |
Tüplü dalış, orta büyüklükte bir dağa tırmanmak, üçlü seks yapmak hava dalışı yapmak, yamaç paraşütü, planörle uçmak. | Open Subtitles | الغوص تحت الماء, تسلُّق جبل بحجم متوسط أن أجرِّب العلاقة الثلاثية القفز بالمظلّات, الطائرات الشراعية |
Baban yelkenlilerden anladığını söyledi. | Open Subtitles | والدك يقول انك تعرف شيئا عن المراكب الشراعية |