Yani 5,000 çocuk daha az ölücek her gün, sizin on katınızın her gün ölmemesinin nedeni de bu ortaklıklar sayesinde. | TED | هذا أقل بـ 5،000 طفل يموت يوميًا. عشرة أضعاف مصيرك في عدم موتك يوميًا، كل هذا بسبب كل هذه الشراكات. |
Fakat yine, bir kriz, yeni ortaklıklar, aktörler yerel olarak bunları sürdürlebilir şehir plancılığının kilit bir bileşeni olarak değiştiriyorlar. | TED | و لكن مجدداً، الأزمات و الشراكات الجديدة، يتحركون محلياً، يحولون تلك المناطق إلى عامل أساسي لتخطيط حضري مستديم. |
Kendi kişisel görüşümü söyleyecek olursam, favori hedefim 17: hedefler için Ortaklık. | TED | على المستوى الشخصي، هدفي المفضل هو رقم 17: الشراكات لتحقيق الأهداف. |
Bunu desteklemeliyiz. İkincisi, akademik çevre, hükümet, özel sektör ve hasta kuruluşları arasında burada tarif ettiğim gibi görülmemiş bileşikleri başka bir amaca hazırlamak için çabalayabileceğimiz yeni bir çeşit ortaklığa ihtiyacımız var. | TED | ثانيا، نحن بحاجة إلى أنواع جديدة من الشراكات بين الأوساط الأكاديمية والحكومية والقطاع الخاص والمنظمات التي تعنى بالمرضى، تماما مثل تلك التي اتكلم عنها هنا سواء من حيث الطريقة التي يمكن أن ننتهجها بعد الحصول على التقنية اللازمه لصنع مركبات جديدة |
Bir düzineden fazla ülke arasında politik ve tüzel bağlantılı birliktelikler var, ve sizin esiriniz işin en tepesinde. | Open Subtitles | سياسياً , ومع الشراكات المتصلة في أكثر من 12 دوله أسيركم , يقع في قمة هرمها |
Çokça yaptığım şeylerden biri kamu-özel sektör işbirlikleri. | TED | أحد الأشياء التي أعملها كثيراً في الشراكات بين القطاع العام والخاص |
Resifler ortaklıklar üzerine hayatta kalır... ve mercanların sahip olduğu en önemli ortakları... | Open Subtitles | الشعبة المرجانية تبقى على الشراكات والشركاء الأكثر أهمية |
ve sivil toplum örgütleriyle kullanıcı arayüzü, kullanımın uygun olduğu ameliyat türleri ve makinenin kendisini geliştirebileceğimiz yollar üzerinde bilgi toplamak için ortaklıklar kurduk. Ortaklıklarımızdan birisi de | TED | مع جامعات ومنظمات غير ربحية لجمع بيانات عن واجهة المستخدم، وأنواع العمليات الملائمة لها والطرق التي يمكن بها تطوير الجهاز نفسه إحدى تلك الشراكات |
Uzun dönemli ortaklıklar, ilişkiler oluşturabilmeyi sağlar, veriyi tanımayı, gerçekten anlamayı ve insani kuruluşun ihtiyaçları ile karşılaştığı zorlukları anlamayı sağlar. | TED | الشراكات طويلة الأمد تسمح لك ببناء علاقات، والتمكن من معرفة البيانات، لتفهمها جيداً وأن تبدأ بفهم الاحتياجات والتحديات التي تواجهها المنظمات الإنسانية. |
Bugün burada, bu konuşmayı dinleyen, seyreden veya deneyimleyen herkesi, yaptığınız işteki kör noktalara dikkat etmeye, yaptığınız işte daha büyük bir etkiye hangi ortaklıklar veya iş birliği ile ulaşabileceğinize bir bakmaya davet ediyorum. | TED | وهكذا بالنسبة لأي شخص يشاهد أو يستمع ويعاني من هذا الحديث اليوم، أشجعك على النظر في النقاط العمياء في عملك، وما هي الشراكات أو التعاونات التي يمكنك القيام بها لتكون قادرة على جعل عملك أكثر تأثيرًا. |
Size anlattığım ortaklıklar sayesinde, zihnimi ve, söylemeliyim ki, kalbimi doğa ve kendimle ilgili keşifler yapmak üzere daha geniş bir anlayışa açtım. | TED | من خلال جعل هذه الشراكات التي وصفتها لكم حقا لقد فتحت ذهني، وعلي ان اقول, قلبي لقدر كبير من التفاهم، لجعل اكتشافات أخرى حول الطبيعة ونفسي |
ortaklıklar. | Open Subtitles | الشراكات |
Dünya üzerindeki devletlerin çoğu, postanelerin para gönderme şirketleri ile özel Ortaklık kurmalarına izin veriyorlar. | TED | معظم الحكومات حول العالم سمحت لمكاتب البريد بعقد الشراكات الخاصة مع شركات تحويل النقود |
Bu Ortaklık ve işbirliği halk sağlığında paradigmik oluyor, ve bir kez daha, endüstri açısından mantıklı oluyor. | TED | أصبحت هذه التعاونات أو الشراكات نموذجاً في الصحة العامة، ومجدداً، تكون منطقية من وجهة نظر الصناعة. |
Ama bir sürü yeni Ortaklık kurmakta olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لكنه بالتأكيد يقوم بتكوين العديد من الشراكات |
Pekâlâ, tüm güvenimizi bu kapkara ortaklığa bağlamadan önce, sanırım diğer en iyi arkadaşı Evan'ın artık Muirfield'dan maaş aldığını söylemem gerekir. | Open Subtitles | حسنا قبل ان نطرح ثقتنا في قوة الشراكات (اود أن اذكر بأن شريكها الآخر(إيفان |
Affedersiniz, siz ikiniz başarılı birliktelikler hakkında mı konuşacaksınız? | Open Subtitles | عفوا، هل أنت اثنين ألقى خطابه على الشراكات الناجحة؟ |
Yani, sonuç olarak, birliktelikler harikadır. | Open Subtitles | لذا، في الختام، الشراكات رهيبة. |
Mysore'nın güneyinde, kamu-özel sektör ortaklıkları ve çevreci kulüpler, çöp sahalarının tamamen kaldırılabileceği şekilde atıkları azaltmak, ayırmak ve geri dönüştürmek için bir araya geliyorlar. | TED | وفي الجنوب، في مايسور، تقوم الشراكات بين القطاعين العام والخاص والنوادى البيئية بقيادة المواطنين بالتعاوُن معًا لتقليل، وفصل وإعادة تدوير المُخلّفات بحيثُ يتم القضاء على مكبَّات النفايات نهائيًا. |