Bu ülkelerdeki tek Yasal tedavi yöntemleri; ameliyat, radyasyon terapi ve kemoterapi. | Open Subtitles | العلاجات الشرعيّة الوحيدة في هذه البلدان الجراحة، المعالجة اﻹشعاعيّة و المعالجة الكيميائيّة. |
Sonra da bunlar oldu. Bu yeteneğimi Yasal işlerde kullanma şansım yoktu. | Open Subtitles | فإنّهم يرغبون في احتجاز طرقنا الشرعيّة بالنسبة لي لاستخدام تلك المهارة |
Bu davayla ilgili tüm Adli tıp çalışmalarına öncelik verilecek. | Open Subtitles | و ضع حالة أولويّة على كلّ الأمور الشرعيّة المتعلّقة بهذه القضيّة |
Hepsi sağlıklı erkek ve kadınlar, Adli patolojiye göre hastalıksız dokular. | Open Subtitles | رجال ونساء جميعهم ذوي أعضاء سليمة وغير مريضة... من الناحية الشرعيّة... |
Yakılmış ajanları kullanarak meşru istihbarat servislerinin uzak duracağı harekatları gerçekleştir. | Open Subtitles | إستخدام جواسيس محروقين لكي يجروا مهمّاتٍ التي لا تستطيع الوكالات الشرعيّة لمسها |
Yakılmış ajanları kullanarak meşru istihbarat servislerinin uzak duracağı harekatları gerçekleştir. | Open Subtitles | بأن تستخدم جواسيس محروقين لكي يجرواْ عمليّات التي لن تلمسها الوكالات الشرعيّة. |
Ben Yasal Kraliçe'yim ve kızımın türümüzü yok etmesine izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | أنا الملكةُ الشرعيّة. و لن أسمحَ لابنتي بتدمير جنسنا. |
Yasal Kraliçe'niz size yeni bir başlangıç sunmak için geri döndü. | Open Subtitles | ها قد عادت ملكتكم الشرعيّة لتقودكم إلى بدايةٍ جديدة. |
Ta Londra'ya bir mesaj gönderecek hızlı bir zafer bekliyorum. Yasal işlerin huzur içinde yürütülmesine inandığımız mesajı. | Open Subtitles | .."أتوقع انتصاراً سريعاً سيوصل أنباءاً إلى "لندن يخبرهم أننا ندع الأعمال الشرعيّة تسير بسلام |
Sherlock, Nolan seni bekliyor. Sana Yasal dosyalarıma tam erişim verecek. | Open Subtitles | يا (شيرلوك)، إنّ (نولِن) مُنتظرك وسيعطيك التصريح الكامل، لجميع ملفّاتي الشرعيّة. |
Başka bir deyişle ahlaki konularda uzman olmak için Yasal olan ve dinen uygun görülen şeylerle bugünün gerçeklerini ayırmak zorunda olduğunu, böylece tam gerçeğe ve Yasal doğruluğa ulaşacağını keşfetti. | Open Subtitles | بمعنى آخر , لقد اكتشف لكي يكون خبيراً في الأخلاقيّات, يجبُ عليكَ أن تتجاوزَ العقوبات القانونيّة الدينيّة , و الحقائق المناسبة من اليوم, من أجلِ الوصول إلى الحقيقة المنطقيّة في كلاً من القانونيّة و الشرعيّة. |
Yani Spooner bu kaçakçılık işini gizlemek için birkaç Yasal iş de yapıyormuş ve o işlerin kargolarını da gerçek yükünün önüne yerleştiriyormuş. | Open Subtitles | إذن يأخذ (سبونر) بعض الأعمال الشرعيّة الصغيرة، من أجل تبرير رحلات تهريبه، ويضع حائطاً مُفرغاً أمام أياً كانت شحنته الحقيقيّة. |
Adli tabipten bir şeyler öğrenmişsinizdir umarım. | Open Subtitles | قل لي إنّ لديكَ شيئًا من مكتب الطبيبة الشرعيّة |
Adli tabipe göre bunun sebebi kurbanın spermisid prezervatif kullanan biriyle seks yapması. | Open Subtitles | ترى الطبيبة الشرعيّة بأنّ الضحيّة ضاجعت شخصًا استعمل واقيًا مبيدًا للنطف |
Adli Tabip, peteşiyal mikro kanamanın boğulmaya bağlı ölüm olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقول الطبيبة الشرعيّة أنّ النزيف الحبري يُشير إلى الموت بالإختناق. |
Sen babanın kızısın. meşru varissin. | Open Subtitles | أنتِ مثيلة لوالدكِ، وأنتِ الوريثة الشرعيّة للعرش. |
meşru eşini kabullen ve İngiltere'yi koru. | Open Subtitles | خُذ زوجتك الشرعيّة وإنقذ إنجلترا |
Kral'ın meşru kızı Maud var. | Open Subtitles | (هنالك البنت الشرعيّة للملك ، (مود |