Besin zincirinin tepesindesin. Kameralarımıza bunun nasıl bir şey olduğunu anlat. | Open Subtitles | رئيس شركات التغذية اخبر الآت تصويرنا ما الشعور بأن تكون أنت |
Merhaba, Sarah, yaşlı bir abla olmak nasıl bir duygu? | Open Subtitles | إذا سارة كيف هو الشعور بأن تكوني الأخت الأكبر ؟ |
Kızgınlığını biliyorum. Söze olan inancını kaybetmenin, nasıl olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | اعرف غضبك اعرف كيف هو الشعور بأن تفقد ايمانك بالكلمه |
Tüm gün boyunca takdir edilmenin nasıl olduğunu düşünün. | Open Subtitles | تخيل ما هو الشعور بأن تكون معجباً طيلة النهار |
Ama internet bu vücutlara dokunmanın nasıl hissettirdiğini söylemiyordu. | Open Subtitles | لكن الأنترنت لم يقل له ماهو الشعور بأن تلامس هذه الأجساد |
Bir şeyi önemsemenin nasıl hissettirdiğini bile hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكرين حتى ما هو الشعور بأن تهتمي بأي شيء؟ |
O kadının tam bir sahtekâr olduğu hissini üzerimden atamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أستطيع مجاراة ذلك الشعور بأن -تِلك المرأة حمقاء بالكلية |
Unuttuğum bir şey olduğu hissinden kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني التوقف عن الشعور بأن هناك شيئا ما قد نسيته |
Şimdi burada olduğuma göre bana, ölümden sonra yaşam olmadığını düşündürecek bir yer varsa o da bir mezarlık. | Open Subtitles | و الآن بما أنني هنا لا أستطيع الشعور بأن هنالك حياة بعد الممات في بعض الأحيان |
Seçme şansın olmamasının nasıl bir his olduğunu bilirim diyorum. | Open Subtitles | أنني أعلم كيف هو الشعور بأن لا يكون لديك خيارات. |
Sizi görünce aklıma hep babalığın nasıl bir duygu olduğu geliyor. | Open Subtitles | عندما أراكِ، أتذكر ما هو الشعور بأن تكون أبا |
En çok güvendiğin insanlar tarafından ihanete uğramanın nasıl olduğunu bilirim. | Open Subtitles | إسمعي، أنا أدرك ماهية الشعور بأن تتعرضي للخيانة من الناس الذين ثتقين فيهم ثقة عمياء. |
Altın kukuyu kucaklamanın nasıl olduğunu hayal edemezsinız. | Open Subtitles | لا يمكنك تصور الشعور بأن تمسك بالعضو الذهبي |
Seks yaparken senin altında olmanın nasıl hissettirdiğini merak ediyorum. | Open Subtitles | أودُ أن أجرّب الشعور بأن أكون تحتُك. |
Sanırım derinlerde benden daha güzel olduğunuzu hep biliyorum, ve bunu sizle konuşamayacakmışım gibi hissettim, çünkü şapşal arkadaşınız olmanın nasıl hissettirdiğini anlayamazdınız. | Open Subtitles | أعتقد بأعماقي لا طالما علمت أنتم يا رفاق أنكم أجمل مني, و شعرت بأنه لا يمكنني التحدث عنه لأنكم لن تفهمون الشعور بأن تكون الصديق الأحمق. |
Sizi görünce aklıma hep babalığın nasıl bir duygu olduğu geliyor. | Open Subtitles | عندما أراكِ، أتذكر ما هو الشعور بأن تكون أبا |
O kadının tam bir sahtekâr olduğu hissini üzerimden atamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أستطيع مجاراة ذلك الشعور بأن -تِلك المرأة حمقاء بالكلية |
Yanlış giden bir şeyler olduğu hissinden başka mı? | Open Subtitles | ما عدا الشعور بأن هناك خطباً ما؟ |
Şimdi burada olduğuma göre bana, ölümden sonra yaşam olmadığını düşündürecek bir yer varsa o da bir mezarlık. | Open Subtitles | و الآن بما أنني هنا لا أستطيع الشعور بأن هنالك حياة بعد الممات في بعض الأحيان |