mumu ikiye böldükten sonra gerçek kılıçla sahte olanını değiştir. | Open Subtitles | بعدما أقسم الشمعة إلى نصفين بدّل السيف الحقيقي بواحد مزيف |
Bu durumda ne yapardınız? Pek çok insan mumu duvara raptiye ile tutturmaya çalışır. | TED | ماذا ستفعلون؟ يبدأ الكثير من الناس بمحاولة إلصاق الشمعة على الجدار بالمعجون. |
Tamam mı? mumu duvara masaya damlatmayacak şekilde yerleştir. | TED | حسناً؟ ثبتوا الشمعة علـى الجدار بحيث لا ينقط الشمع على الطاولة. |
Tıpkı, hızlı parlayan ama çabuk sönen bir mum gibi. | TED | مثل الشمعة ذات اللهب الوهاج التي تُستهلك في وقتٍ قصير. |
- Kimse yok ama mum hala sıcak. - Çabuk, saraya! | Open Subtitles | لا أحد هنا ، الشمعة لا تزال دافئة أسرع الى القصر |
- Bu mumun hareket ettiğini mi söyleyeceksin yine? - Evet, evet. | Open Subtitles | ـ ستقول لى إن الشمعة تحركت مرة أخرى ـ نعم,نعم |
Sen mumu kaptığın gibi çalılıkta bir ışık söndüğünü gördüğüme yemin ederim. | Open Subtitles | أقسم أننى قد رأيت ضوءاً هناك فى المستنقع ، حين قمت بالتقاط الشمعة |
Kocam uyanmasın diye mumu eliyle siperliyordu. | Open Subtitles | ويعمل على حجز ضوء الشمعة من أن تصل لزوجي |
Kulağıma şöyle fısıldadı. mumu geri getirmek için geldiğinde.. ..görüntüm onu büyülemiş. | Open Subtitles | همس لي بقضاء كل وقته هناك يكتب وجاء ليعيد الشمعة ولن ينسى الصورة التي رسمتها طالما بقي حيًا |
Gürültü, burada daha fazla gibi. Şu mumu bana verir misin? | Open Subtitles | يبدو أعلى هنا ناولينى تلك الشمعة من فضلك ؟ |
İşgüzar birinin mumu yakmasını engellemek için. | Open Subtitles | عندما علمت أن العذراء يمكنها أن تضىء الشمعة |
Bir bakirenin mumu yakması için 300 yıl bekledim. | Open Subtitles | كان يجب أن أنتظر ثلاثمائة عام حتى يضىء أحدهم الشمعة |
En hızlı yolculuk etme yolunun mum ışığı olduğunu keşfettim. | Open Subtitles | لقد وجدت أن أسرع طريقة للترحال هي بواسطة ضوء الشمعة |
Ve hepimiz onun etrafında toplandık yatağının yanında bi mum vardı. | Open Subtitles | وكنا قد تجمعنا جميعا حوله وكانت هناك تلك الشمعة بجانب سريره |
mum 15 dakika yanardı, 15 dakikalık eşsiz aydınlık. Sonra onu alırlardı ve ben karanlığa dönerdim. | TED | كانت الشمعة تُشعل لمدة 15 دقيقة، 15 دقيقة من النور الثمين، ثم يأخذونها، وأعود إلى الظلام الدامس. |
Fakat gerçek mum probleminde böyle bakmak istemezsiniz. | TED | لكن في حالة لغز الشمعة الحقيقي، فأنتم لا تريدون أن تبدوا هكذا. |
Bu odadaki herkes kendi alanlarına özgü mum problemleri ile uğraşıyor. | TED | كل شخص في هذه الغرفة يتعامل مع نسخته الخاصة من لغز الشمعة. |
Bu harika. Dümdüz giderken uranyumu soluyor. Sanki bir mum gibi. | TED | إنه شئ عظيم. إنها تستنشق اليورانيوم كما يمر بها. لذا فهي نوعاً ما مثل الشمعة. |
mumun büyüsü bitiyor... ve şafak söküyor, dedi. | Open Subtitles | أن سحر الشمعة سينتهى قريبا عند حلول الفجر |
Bu yüzden yerinde olsam o muma dikkat ederdim. | Open Subtitles | إذاً،سأكون حذرا مع هذه الشمعة إذا كنت في محلك |
Changsha'da Kırmızı kandil'de domuzlarla karşılaştığında, en iyi dost doktordur. | Open Subtitles | عندما تقابل هذه الخنازير عند الشمعة الحمراء في تشانجشا.فإن الطبيب الذي هناك هو أفضل صديق للإنسان |
mumları üflerken dilediğim şey de buydu. | Open Subtitles | فهذه هي الأمنية التي تمنيتها عندما نفخت الشمعة |
Bu mumla ilgili detayları paylaşman lazım. | Open Subtitles | عليكَ أن تعطيني معلومات عن هذه الشمعة |
Jardine Matheson Şirketi kamuya duyurulmuş 12 parçalık bir listeyle satışa sunulan mumlu müzayedeye başlamak istiyor. | Open Subtitles | يودون بدأ مزاد الشمعة بقائمة من 12 صنفاً للبيع |
Bu çam kokulu Mumlar insanları satın almaya teşvik edecek. | Open Subtitles | هذه الشمعة المعطرة من المفترض بها ان تساعد في وضع الناس في مزاج للشراء |
Hani vaktiyle TV'de izlediğimiz "Candle Körfezi" diye bir çocuk programı vardı, hatırladın mı? | Open Subtitles | هل تتذكرين في ذلك الوقت هناك برنامج للأطفال يدُعى (كهف الشمعة) |
Yumurtayı, şişeyi, kandili, demliği, peyniri ve çokta iyi çizmiyorum. | Open Subtitles | البيض , والقارورة و الشمعة و الوعاء و الجبن وانه ليس رسم جيد جدا |
Ama soru şu ki, Wayne'in mumunu nasıl söndüreceğiz? | Open Subtitles | لكن السؤال هو كيف لك ان تطفئ الشمعة التى هي واين؟ |