yulaf ezmesi de düzgün ve yeterli beslenme sağlamak için harikadır. | Open Subtitles | اعددت لك الشوفان المجروش ليسهل حركات الأمعاءِ و صحّي و منتظم |
yulaf ezmesi ve yağın üzerinde bolca tam buğday olsun. | Open Subtitles | دقيق الشوفان وقطعة من محمص قمحي كامل، أكثري من الزبدة. |
Evet, sanırım yulaf ezmesi ve İngiliz sosisi alacağım. | Open Subtitles | اعتقد ساتناول عصيدة الشوفان المجروش و مقانق لحم الخنزير |
Çikolata parçalı veya kuru üzümlü ve yulaflı! | Open Subtitles | مع شريحة من الشوكولاة أو حبوب الشوفان المجروشة |
Ağzına atmak üzere olduğu yulaf ezmeli üzümlü kurabiyenin kokusunu duyabiliyorsunuz. | TED | ويمكنك شم رائحة الكوكيز المصنوعة من دقيق الشوفان والزبيب والتي هو على وشك إبتلاعها |
yulaf ezmesi soğuk algınlığına çok iyi gelir. | Open Subtitles | الشوفان المجروش هو الافضل للمصابين بالبرد |
Yağsız sütle yulaf ezmesi, muz, kara şeker. | Open Subtitles | الشوفان مع حليب مقشود والموز والسكر البني |
Daha ucuz yulaf ezmesi kullanmaya başlamamız gerek. | Open Subtitles | علينا أن نبدأ بإستخدام دقيق الشوفان الأرخص |
Bir çift yulaf ezmesi banyosu ve tamamen iyileşeceksin | Open Subtitles | مزيداً من بعض حمام الشوفان و سوف تكون بخير |
O yulaf ezmesi, dostum. Islak olması gerekiyor zaten. | Open Subtitles | إنّه الشوفان المجروش من المفترض أن يكون منقوع |
Fendi çantama yulaf ezmesi döktüğü için bağırdım. | Open Subtitles | كنت أصرخ عليها لإلقاءها الشوفان المجروس على حاجياتي |
Kahvaltı için yulaf ezmesi hazırlamışsa, yulaf ezmesi yiyeceğiz. | Open Subtitles | إن كانت أعدت الشوفان للفطور، فسوف نتناول الشوفان |
yulaflı kurabiyeler yaptım. | Open Subtitles | كنت أعد حلوى الشوفان المجروش و شرائح زبدة الفول السوداني |
yulaflı kurabiyeler, fıstık ezmeli kekler bitter çikolatalı, fındıklı eklerler yapardım. | Open Subtitles | كنت أعد حلوى الشوفان المجروش و شرائح زبدة الفول السوداني مع شطائر البندق بالشيكولاتة |
Belki sonunda bana şu yulaf ezmeli kurabiyenin tarifini verir. | Open Subtitles | ربما ستعطيني أخيرا وصفة دقيق الشوفان تلك. |
Bu yüzden yulaf ezmeli burger yiyoruz. | Open Subtitles | لهذا الإيمان الفضل في كونك تشاركني شطائر الشوفان الآن |
İnsanlar topluluğu bulur, cıvık mantarların yulafı bulduğu gibi. | TED | اكتشف الناس هذه المجمعة كما يكتشف عفن الوحل الشوفان. |
Ardından yulafla çırpılıp, ceviz ve çörekle dolduruluyor. | Open Subtitles | ومن ثم يلفّونه داخل الشوفان ويحشونه بالجوز والبسكويت المتبل. |
Ağıla yulafları koyarsın, böylece, ufak ufak oradan yemlenirim. | Open Subtitles | أنت تخفين الشوفان,ومع ذلك أنا أجده كل يوم |
En sevdiğin yulaf ezmesinden yaptım. Esmer şeker koydum. | Open Subtitles | حضرت الشوفان المفضل لديك وضعت السكر البني |
- Yarım paket mısır gevreğimiz iki paket yulaf ezmemiz, 4 donmuş waffle'ımız var. | Open Subtitles | هنالك نصف كيس من الكورن فليكس وحزمتين من الشوفان و4 قطع من الوافلز المجمّد |
O bir lider! 40 yaşına kadar annesiyle yaşadı! Annesi, yulaf ezmesini zehirlemeye çalıştı! | Open Subtitles | لقد عاش مع والدته حتى سن الأربعين وحاولت دس السم له في دقيق الشوفان |
Bu sabah kalktım ve fark ettim ki yulaf ezmesinin üstüne esmer şeker koyup koymadığımdan bile haberim yoktu. | Open Subtitles | استيقظت هذا الصباح وأدركت أنني لم أعرف حتى ما إذا كنت أحب إضافة السكر البُني لوجبة الشوفان خاصتي |
Yani bu yulaf ezmesinin tadı bok gibi ama mideye indirmek rahatsız ediyor diyemeyeceğim amına koyayım. | Open Subtitles | دقيق الشوفان هذا طعمه مثل وعاء من المخاط ولكن دفعه إلى الداخل مريح |