Bu senin yaptığın en zor şey olacak. | Open Subtitles | هذا سيكون الشيء الأصعب ,الذي لم تقم بفعله من قبل |
Bizim işimizdeki en zor şey budur. | Open Subtitles | هذا الشيء الأصعب في وظيفتنا. حسنا؟ |
Dürüst olmak gerekirse, en zor şey bu, Kate. | Open Subtitles | إنها الشيء الأصعب, "كيت", لكي أكون صادقاً معك. |
En zoru hep, ilk maçı alabilmek olmuştur. | Open Subtitles | الشيء الأول هو الشيء الأصعب حصولاً .عليهعندماتكونهابطاًبنسبةٍكبيرة. |
O sözleri söylemek yapmak zorunda olduğum en zor şeydi. | Open Subtitles | قول تلك الكلمات كان الشيء الأصعب الذي قمت به على الإطلاق |
En zor şey hayattan uzaklaşmaktı. | Open Subtitles | الشيء الأصعب هو أن أغير حياتي |
En zor şey hayattan uzaklaşmaktı. | Open Subtitles | الشيء الأصعب هو أن أغير حياتي |
En zoru ise dipteyken oluyor. | Open Subtitles | إن الشيء الأصعب عندما تصلي إلي القاع |
En zoru dibe geldiğinde. | Open Subtitles | الشيء الأصعب عندما تَصلِين إلي القاع. |
Seni terk etmek yaptığım en zor şeydi. Yani kurban sensin? | Open Subtitles | ترككِ كان الشيء الأصعب الذي كان لا بد أن أفعله. |