ويكيبيديا

    "الشيء الصائب" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • doğru şeyi
        
    • doğru olanı
        
    • doğru şey
        
    • Doğru olan
        
    Ama, en doğru şeyi, bu gece onların yatağında yapacağız, tamam mı? Open Subtitles لكنك تعلمين أننا سنقوم بفعل الشيء الصائب في سريرهم الليلة، حسنا؟
    Pencereden sıvışırken bana doğru şeyi yapmamı mı söylüyorsun? Open Subtitles أتخبرني بفعل الشيء الصائب بينما تخرج عبر النافذة؟
    Yanlış yapmamın sebebi sana doğru şeyi yaptırmaya çalışmam yüzündendi. Open Subtitles السبب الذي جعلني أقترف الخطأ هو محاولتي جعلكِ تفعلين الشيء الصائب
    Sadece onun için doğru olanı yaptığıma emin olmak zorundayım. Open Subtitles كنت أريد أن أتأكد أني... أفعل الشيء الصائب فحسب ...
    Ve genelde sana ne yapacağını söylemem... çünkü genelde doğru olanı yaparsın, ama bu kez yapmıyorsun. Open Subtitles وأنا عادة لا أخبرك ماذا تفعل لأنك عادة ما تفعل الشيء الصائب لكنك هذه المرة لم تفعل
    Korkmadık. Böyle yapıyoruz çünkü yapılacak doğru şey bu. Open Subtitles لسنا خائفين، فقط نظن أن هذا الشيء الصائب لفعله.
    - Uzun zamandır, ilk defa doğru şeyi yaptığımı hissediyorum. Open Subtitles ،أشعر, كأنني ولأول مرة ،من فترة طويلة أنني أفعل الشيء الصائب
    doğru şeyi yaptığın için seri zaferler takımının ana oyuncularından biri değilsin. Open Subtitles إنّك لست في خط لتكون لاعب وسط في فريق الإنتصارات المتتالية، لأنّك فعلت الشيء الصائب وحسب.
    Polis icabına bakmıyorsa, doğru şeyi basın yapmak zorunda. Open Subtitles الشرطة لا تقدم المساعدة، وعلى الصحافة أن تفعل الشيء الصائب.
    doğru şeyi yapmakla ilgili bir şeyler söylediğini hatırlıyorum. Open Subtitles أتذكّر إنّك قلت شيئاً حيال فعل الشيء الصائب.
    Sana doğru şeyi yapman için son bir şans tanımaya geldim. Open Subtitles عدت لاعطيك فرصة أخيرة بأن تفعل الشيء الصائب
    Belki şimdi de çok farklı değilsindir, yani hala doğru şeyi yapmaya takıntılısın ve bu bize epeyce pahalıya mal oluyor ailene de bağımsızlığını ilan eden dış kolonilere de. Open Subtitles بان أسعى خلف الجنرال ربما لست مختلف كثيراً الآن أعني، أنك لا تزال مهووسا بفعل الشيء الصائب
    Tüm bunları, alt tarafı doğru şeyi yapmak için kaybetmek istediğini sanmıyorum. Open Subtitles حسناً، لا أعرف إنّك ... لا أظن إنّك تود أن تخسر كل هذا فقط من أجل فعل الشيء الصائب.
    Hey, güçlü olmak zorundasınız. doğru olanı yapıyorsunuz. Open Subtitles عليكِ أن تكوني قوية فأنتِ تفعلين الشيء الصائب
    Ben de tam onlara abilerinin doğru olanı yapmaya çalıştığı için öldürüldüğünü söyleyecektim. Open Subtitles وكنتُ سأخبرهما أنّ أخيهما مات لأنّه كان سيفعل الشيء الصائب.
    Çünkü Doğru olan bu, doğru budur ve doğru olanı yapacaksın. Open Subtitles لأن ذلك شيء صائب، سيكون عليك فعل الشيء الصائب.
    Birbirimizden nefret ettiğimizi biliyorum ama lütfen, lütfen, lütfen bu seferlik, doğru olanı yap. Open Subtitles أعلم أننا نكره بعضنا البعض، ولكن رجاءً، رجاءً، رجاءً فقط هذه المرة، افعل الشيء الصائب له
    O kadar zor olduğunu tahmin bile etmeden doğru olanı yapmayı çok basitmiş gibi gösteriyorsun. Open Subtitles تجعلينها تبدو سهلة لفعل الشيء الصائب أنك لا تخمني حتى أن الامر بهذه الصعوبة
    Baban doğru olanı yapmaya çalışıyordu. Open Subtitles ان ابوك كان يحاول ان يعمل الشيء الصائب
    Gidip onu almanın doğru şey olduğunu sanmıştım. Open Subtitles اعتقدت أن الذهاب لأحضاره كان الشيء الصائب
    Onun da zor bir durumda olduğunu biliyorum, Doğru olan şeyin bu olduğunu söyleyecek çünkü reddetmek için mantıklı bir sebep yok. Open Subtitles أعلم أنه في موقف صعب عليه أن يخبرني بأنه الشيء الصائب لفعله لأنه لا يوجد أي سبب معقول للقول بأنه ليس كذلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد