ama burada hatırlamamız gereken gerçekten önemli şey o tümüyle kötü değildir. tarım kötü birşeydir değil | TED | ولكن الشيء المهم الذي يجب تذكره هو أن ليس كل شيء سلبي. الزراعة ليست أمرا سيئا. |
Bana sormak istediğin önemli şey neymiş? | Open Subtitles | اذا ما هو الشيء المهم الذي تريد ان تسالة لي؟ |
Bir kaç gün bekleyemeyecek kadar önemli ne olabilir ki? | Open Subtitles | ما هو الشيء المهم الذي لا يمكنه انتظار بضعة أيام |
Beni teknemden çıkaracak kadar önemli olan ne? | Open Subtitles | و الآن ماهو الشيء المهم الذي جعلتني أخرج من قرابي لأجله |
Adrian, endişeli olduğunu görebiliyorum, ama... unutmaman gereken şey Benjy'nin seni zaten sevdiği, bu yüzden ona ne alırsan al, Benjy sevecektir. | Open Subtitles | ادريان ارى انك متحمس بالنسبة لهذا لكن الشيء المهم الذي تتذكره ان بنجي يحبك لذا مهما يكون الشيء الذي تجلبه له سيحبه |
Soru şu ki; senden istedikleri ne sikim olabilir ki? | Open Subtitles | السؤال هو : ما الشيء المهم الذي قمت باعطائهِ لهم ؟ |
Bana söylemen gereken bu kadar önemli şey neydi? | Open Subtitles | إذاً ما الأمر؟ ما هو الشيء المهم الذي أردتِ أن تخبريني به؟ |
Önemli bir birleşme varken boktan ofisine gelmemi gerektiren önemli şey nedir acaba? | Open Subtitles | أنا في منتصف عملية دمج شركتين ماهو الشيء المهم الذي يجب أن آتي إلى مكتبك المهترئ من أجله؟ |
Görüşmemi erteleyip seninle görüşme yapmamı gerektiren önemli şey neymiş? | Open Subtitles | ما الشيء المهم الذي كان علي ان اعيد ترتيب اجتماع لالتقي بك؟ |
Sokakta buluşmamızı gerektiren önemli şey nedir? | Open Subtitles | اذن ، ما هو الشيء المهم الذي جعلك تلتقي بي في الشارع ؟ |
Söylediği en önemli şey ise: Ne bir klinik randevusuna, ne bir doktorun reçetesine, ne de bir eczacının raporuna; kimsenin iznine ihtiyaç duymadığıydı. | TED | وكان الشيء المهم الذي قالته بأنها لم تحتاج إلى إذن من أي أحدٍ آخر-- ليس موعد طبي ولا وصفة طبيب ولا تصريح صيدلي. |
Buralara gelip hayatını riske atacak kadar önemli ne olabilir ki? | Open Subtitles | ما هو الشيء المهم الذي جعلك تخاطر بحياتك بالقدوم إلى هنا؟ |
Seni buraya getirecek kadar önemli ne olabilir ki? | Open Subtitles | ما الشيء المهم الذي دفعكِ للمجئ هنا ؟ |
Kutunun içinde o kadar önemli ne var? | Open Subtitles | -ما الشيء المهم الذي في الصندوق؟ |
Nova Grubu'nu yatağından kaldırtacak kadar önemli olan ihtiyacımız nedir? | Open Subtitles | ما الشيء المهم الذي يجعلنا تحت سيطرة مجموعة نوفا |
önemli olan, her şeyi yapabileceğimi öğrenmiş olmam. | Open Subtitles | الشيء المهم الذي تعلمته ان بإمكاني عمل اي شيء اريده |
Neymiş bu kadar da önemli olan be... Telefonla konuşamaz mıydık? | Open Subtitles | ماهو الشيء المهم الذي لم تستطع أخباري به بالهاتف |
Hatırlamamız gereken şey hiçbir suçtan hüküm giymediği. | Open Subtitles | الشيء المهم الذي يُذكر هو أنه لم يدان بتهمة أبداً |
Akılda tutulması gereken şey, ilk dalga ortaya çıktığında... | Open Subtitles | حسنا، والأن الشيء المهم الذي يجب أن يعلق بذهنكم أنه عندما تضرب الموجة الأولى... |
Soru şu ki; senden istedikleri ne sikim olabilir ki? | Open Subtitles | السؤال هو : ما الشيء المهم الذي قمت باعطائهِ لهم ؟ |