Oradaki polisler konukları bir araya toplayıp teker teker kontrol etmek istiyor. | Open Subtitles | الشّرطيّون بالخارج هُناك، يريدونَ جمع كلّ الضّيوفِ معًا، و يفحصونَهُم واحداً تلوَ الآخر. |
Sonraysa polisler geldi hemen. | Open Subtitles | ومِن ثمّ بدأ الشّرطيّون بالقدومِ. |
polisler kapımı kırıp, kafama pompalı tüfek dayadıklarında. | Open Subtitles | -حينما طرق الشّرطيّون بابي، وصوّبواْ سلاحًا صوبَ رأسي . |
Bir gün MIT'den bisikletle evine geçerken, polisler yolunu değiştirir ve peşine takılır. | Open Subtitles | ثم نظّموا عملية اعتقال، حيث كان في طريقه عائدا من MIT إلى منزله على درّاجته فظهر الشّرطيّون من جانبي الطريق أو شيئ من هذا القبيل، و طاردوه |
polisler bela gibidir. | Open Subtitles | الشّرطيّون مثل الوباء . |