kuyumcu pazar izninde ve gün boyu tembellik yapmak istiyor. | Open Subtitles | لأن ذلك الصائغ اغلق دكانه للذهاب في جولة بالجوار |
Hiç 19. yüzyılın Çinli kuyumcu hikayesini duydun mu? | Open Subtitles | هل سبق و سمعت قصة القرن التاسع عشر عن الصائغ الصيني؟ |
kuyumcu Don, iyi bir öğrenci. En azından sülük değil. | Open Subtitles | دون الصائغ موزع جيد ليس متطفلاً. |
- Rehin dükkânından aldıktan sonra kuyumcuya uğradım. | Open Subtitles | لقد توقفتُ عند الصائغ بطريق العودة من محل الرهن. |
Temizlemesi için kuyumcuya bıraktım. | Open Subtitles | تركته عند الصائغ لتنظيفه |
Sonra da öldürüldüğü gece, kuyumcunun midesinden üç altın sikke çıktığını öğrendim. | Open Subtitles | عندها عرفت بوجود ثلاث عملات مكتشفة في بطن الصائغ في ليلة مقتله |
Kuyumcudan çalınan sikkeleri istedi. | Open Subtitles | لقد اراد العملات التي سرقت من الصائغ |
Ama kuyumcu, kutunun yeni olduğunu söylemişti bana. | Open Subtitles | ولكن الصائغ أخبرني أن العلبة كانت جديدة |
Evet, çünkü aptal kuyumcu içine bileziği koymamış. | Open Subtitles | ... أجل , ذلك ... بسبب ذلك الصائغ الغبي لم يضع السوار بداخله |
- Bir kuyumcu onu kolaylıkla silebilir. | Open Subtitles | بإمكان الصائغ حذفه بسهولة كلا، لا، لا |
Wallace Benner'la konuştum. Batı Yakası'ndaki bir kuyumcu. | Open Subtitles | لقد تحدّثتُ مع (والاس بينير) الصائغ في الجانب الغربي |
Ha bir kuyumcu , ha Javed'in annesi.. | Open Subtitles | . أم الصائغ أم أم جافيد؟ |
kuyumcu, Finkel, sana De Graal piçleri konusunda ihanet etti. | Open Subtitles | (فينكل) الصائغ خانك لصالح جماعة (دي غرال) الأوغاد |
kuyumcu yanmış. | Open Subtitles | محل الصائغ أحترق تماماً. |
Ve ana dağıtıcısı, Roberto Alcaino. namıdiğer kuyumcu. | Open Subtitles | (وموزّعه الرئيسي، (روبرتو ألكانو والمعروف بإسم "الصائغ". |
Ben de Berkeley'deki aynı kuyumcuya gidip yeni bir tane yaptırıp, ofise yollattım. | Open Subtitles | (لذا جعلت نفس الصائغ في (بيركيلي يصنع واحد و يرسله للمكتب. |
- Şu yaramaz kuyumcuya geri dönelim. | Open Subtitles | -دعينا نذهب للقبض على الصائغ السيء . |
Hoşuna gitmesi bir yana, hatunun dili çözüldü ve patronu olacak kuyumcunun Hollanda'ya göndereceği elmasları ofiste nerede muhafaza ettiğini falan ne varsa anlattı. | Open Subtitles | وليس هذا فقط , انها تحب ذلك , وتخبرنى .... كانت تفشى سر رئيسها الصائغ يتنقل الاحجار الكريمة بحرا الى هولندا |
Sadece kuyumcunun onları midesinde saklamaya çalıştığını. | Open Subtitles | -أن الصائغ حاول تخبئتها بمعدته فحسب |