| Acaba kaçırılma Sabah haberlerinde çıkar mı diye merak ediyorum. | Open Subtitles | أَتسائلُ إذا الإختِطاف جَعلتْ أخبارُ الصباحَ. |
| Avantacı babası Miles bu Sabah evime geldi. | Open Subtitles | إنَّهُ بفعلِ والدها الذي لا يرجى منهُ خيرٌ لقد أتى إلى منزلي هذا الصباحَ |
| Bu Sabah 8:30'da ofisinden çıktığını biliyorum muhtemelen Fahad Ahmadi'nin öldürüldüğünü duyduğunda. | Open Subtitles | - نعم - أعلمُ بأنَّها غادرتْ "مكتبها هذا الصباحَ, الساعةَ الـ"٨: ٣٠ |
| Onu bir daha göremeyeceğim. - Sabah Yıldızı sana ait. | Open Subtitles | أنا لَنْ أَرى سفينتَي ثانيةً إنّ "نجم الصباحَ" لك |
| Demek istediğim Gus, bu Sabah için her türlü kazan-kazan durumu var. | Open Subtitles | الذي أَقُولُ، جوس، إنّ الصباحَ جوهرياً a فوز فوزِ. |
| FBI'ın armağanı. Bu Sabah Kore mahallesinde çekilmiş. | Open Subtitles | لقد إلتقطت هذا الصباحَ في كورياتاون |
| Sabah güneşini de alıyor. | Open Subtitles | تحصل على ضوء الصباحَ. |
| Sabah güneşini de alıyor. | Open Subtitles | يدخلها ضوء الصباحَ. |
| Sabah güneşini de alıyor. | Open Subtitles | انه ضوءُ الصباحَ. |
| Daha Sabah olmadı. | Open Subtitles | إنَّ الصباحَ لم يأتي بعد |
| Bu Sabah, Kara Anderson'un öldüğü sabahtı. | Open Subtitles | كَانَ هذا الصباحَ وفاة ( كارا آندرسون). |
| Bu Sabah, Kara Anderson'un öldüğü sabahtı, ...çünkü bunu o seçti. | Open Subtitles | كَانَ هذا الصباحَ وفاة ( كارا آندرسون). |