Bu sabah hem köprü hem de tünel kapalıydı, trafik bir kabus gibiydi ve Tony de sanki hatam falanmış gibi bana bağırıyordu. | Open Subtitles | كلا الجسر و النفق كانا مغلقين هذا الصباح كانت الزحمة خانقة و توني , يصرخ في وجهي كان الامر خطأي او ما شابة |
O akşam, Facebook üzerinden birkaç kişiye ulaştım ve sordum; ertesi sabah, gelen yanıtlar oldukça fazlaydı ve hepsi çok olumluydu, bunu denememiz gerektiğini biliyordum. | TED | وفي ذلك المساء، مددت يدي على الفيسبوك وطلبت ذلك من بعضهم، وبحلول الصباح كانت الاستجابة إيجابية جداً، وغامرة للغاية، فعرفت أنه علي أن أجرب الأمر. |
Burası sabah odası. Zavallı Albay'ın en sevdiği oda. | Open Subtitles | هذه هى غرفة الصباح, كانت المفضّلة لدى الكولونيل |
sabah olduğunda, İtalyan direnişi kırıldı. | Open Subtitles | و بحلول الصباح كانت المقاومه الأيطاليه قد أنهارت تماماً |
Bu sabah tabuttaydı. | Open Subtitles | هذا الصباح كانت داخل نعشها في بيت الجنازة |
Bu sabah işe giderken koltukta oturmuş dergileri karıştırıyordu. | Open Subtitles | حينما غادرت للعمل هذا الصباح كانت جالسة على الأريكة تقلب في صفحات المجلات |
sabah benim için düşündüğün şeyler doğruydu. | Open Subtitles | إن غريزتك التي تتعلق بي لهذا الصباح كانت صحيحة |
Bunu söylemek biraz zor. Bu sabah bıraktıkları cesete kesinlikle bulaşmıştı. | Open Subtitles | لا أعرف اذا كان يمكننى قول ذلك جثة هذا الصباح كانت مصابة |
Bu sabah tedarik ettiğimiz ortakyaşam olmasaydı, şimdiye ölmüştü. | Open Subtitles | بدون المتكافل الذي سلبناه هذا الصباح كانت لتكون ميتة الآن |
Buna inanmayacaksın ama sabah buraya girdiğimde, Bu fotokopi makinesi zaten kapıya sıkışıktı. | Open Subtitles | لن تصدق هذا أبداً لكن عندما وصلت هذا الصباح كانت آلة النسخ عالقة في الباب لذا ناديت هؤلاء الأشخاص لمساعدتي بها |
O sabah onu öldürme girişiminde bulunulmuş. | Open Subtitles | ذلك الصباح. كانت هناك محاولة سابقة لقتله. |
Hayır. Bu sabah gördüğümde, sana uğrayacağını söylemişti. | Open Subtitles | لا عندما رأيتها هذا الصباح كانت متوجهه لرؤيتك |
Onlar Bu sabah uzundu ve kusuzsuzca manikür yapılmıştı. | Open Subtitles | وهذا الصباح كانت طويلة وعليها مانيكير بالكامل |
- Bu sabah saat 9:00 da kalıcı olarak işten çıkmış. | Open Subtitles | فقط، التاسعة من هذا الصباح كانت أخر دورة قام بها |
Bu sabah feribotla ayrıldı. Tatili daha önceden planlandı. | Open Subtitles | . رحل على متن عبارة هذا الصباح كانت أجازته مخططٌ لها مسبقاً |
Bu sabah geldi. Üstünde sadece adın yazılı. | Open Subtitles | هذه وصلت باسمك هذا الصباح كانت موضوعة أمام باب المنزل |
Bu sabah onunla birlikteydim, gayet iyiydi! | Open Subtitles | لا , لقد كنت معها هذا الصباح , كانت بخير. |
Bu sabah denklem çözebiliyordu. | Open Subtitles | هذا الصباح كانت تستطيع ان تحسب جدول الضرب. |