Kelime oyununu bir yere kadar eğlenceli bulsam da çok da sabırlı bir kadın değilim. | Open Subtitles | وبينما أجد كلماتك مُسلية نوعاً ما، فأنا لستُ بتلك الامرأة الصبورة. |
New York'ta hasta Steve, sabırlı Miranda tarafından karşılandı. | Open Subtitles | في (نيويورك)، رحبت (ميراندا) الصبورة بالمريض (ستيف) |
Charlie Alan, bu benim sabırlı ve bağışlayıcı eski karım Pamela. | Open Subtitles | هذه الصبورة والمتسامحة جداً زوجتي السابقة (باميلا) |
Ve çok sabırlı ve eşin... | Open Subtitles | و لديك الزوجة الصبورة |
- Hayır kalsın. Çok sabırlı garsonumuz Maggie, en azından yaka kartında öyle yazıyor. | Open Subtitles | نادلتنا الصبورة (ماغي)، هذا على الأقل ما مكتوب وسكبت لي قهوة 4 مرات |
Merhaba, sabırlı bayan. | Open Subtitles | مرحباً يا سيدتي الصبورة |