Lütfen polis memurlarımız size bazı direktifler vermeyi uygun bulurlarsa dediklerini uygulayın. | Open Subtitles | ورجاء، تتبعي التعليمات الصحيحه من المشرفين الظباط يجب أن يروا جيدا لمساعدتك |
Ve benim yardımımı istiyorsan, bunu uygun şekilde yapacaksın. | Open Subtitles | واذا كنت تريد عمل شيئا بمساعدتى فعليك ان تفعله بالطريقه الصحيحه |
Sistemi düşündüğüm gibiyse uygun sokete yerleştirilmesi gereken 16 ayrı tüp vardır. | Open Subtitles | حسنأ , أذا كان النظام كما أفكر به فهو يحتوي على 16 انبوب منفصل يجب وضعهم في اماكنهم الصحيحه |
Öteki olaya gelirsek bu iş üzerine biraz fazla kafa yordum bence bu işi doğru halletmenin yolu sadece... | Open Subtitles | الآن, بالنسبه للمشكله الآخرى فكرت بالموضوع كثيراً و اعتقد بأن الطريقه الصحيحه للتعامل معه |
- O yüzden ağırdan alıp işi doğru yaptığımızdan emin olalım. | Open Subtitles | اذن فلنأخذ الامر برويه و نتأكد أننا سنقوم بذلك بالطريقه الصحيحه اوكي |
Ha böyle şeyler içine işler, sızdırmadan önce motorunun yağını kontrol etmek gibi, uygun bir doğum kontrol yöntemi gibi şeyler içine işlemiyor öyle mi? | Open Subtitles | إذن، هذه الأشياء التي تستمعين اليها وليسَ أن تتفقدِ زيت سيارتكِ حتى لا يخرب المحرك أو تستخدمين طريقة تحديد النسل الصحيحه ؟ |
Adamı usulüne uygun olarak yakalamalısın. | Open Subtitles | عليك أن تنال منه بالطريقه الصحيحه |
Bu, uygun bir kelime değil. | Open Subtitles | -إنها ليست الكلمه الصحيحه لهذه العلاقه |
Elinde uygun cihazlar yok, ...kaynakların da-- | Open Subtitles | ليس لديكِ المعدات الصحيحه .... الموارد |
Bu işi doğru yoldan halledeceğiz. | Open Subtitles | وسوف نعـالج الأمر بالطـريقة الصحيحه |