Son olarak da, özellikle kronik hastalıklar dünya genelinde sağlık sistemlerini felce uğrattığı için önleme aşamasının önemi tekrar tekrar öğretiliyor. | TED | و أخيراً، يتعلمون و يتعلمون أهمية الوقاية، خاصة الأمراض المزمنة التي تشل النظام الصحي في كل العالم. |
Hatırlamalıyız ki artan ve genişleyen sağlık eşitsizlikleri yaşanmakta ve uygun bakım yönetimi açısından da eşitsizlik var. | TED | علينا أن نتذكر أن التفاوت الصحي في ازدياد واتساع، وهناك عدم مساواة في مجال إدارة الرعاية بشكل مناسب. |
Tabii, Minsk'deki sağlık grevleri de cabası. | Open Subtitles | بالطبع, انهيارات الصرف الصحي في منسك لم تساعد |
sağlık kulübünün ordaki park alanında oldu. | Open Subtitles | لقد حدث خارج الموقف الخاص بنادي 24 ساعة الصحي في حدود التاسعة. |
Peki sağlık sigortası şirketlerindeki doktorların hastaların ölümünden sorumlu oldukları bu noktaya nasıl geldik? | Open Subtitles | كيف وصلنا إلى النقطة الأطباء وشركات التأمين الصحي في الحقيقة يكون مسؤل عن موت المرضى ؟ |
sağlık Müdürlüğü, bunu ayağın bulunduğu yerin beş sokak ötesinde bir yağmur oluğunda bulmuş. | Open Subtitles | وجدت قسم الصرف الصحي في عاصفة استنزاف خمس كتل من القدم. الطبقة العليا من الجلد يفصل من الأنسجة الكامنة وراءها. |
Bay Lowe, şu an Batı Los Angeles sağlık Merkezi'ndesiniz. | Open Subtitles | سيد لوي,أنت في المركز الصحي في غرب لوس أنجلوس. |
Yapmamız gereken şey, saygıyla ve sağlık Medya İşbirliği gibi örneklerden ilham alarak eleştirel düşünce değerlendirmesi yapmaktır. Süper kahraman filmlerinde söyledikleri gibi, iyilik için gücümüzü kullanalım. | TED | ما يتعين علينا القيام به هو التعامل مع التفكير النقدي بإحترام و أن نستوحي من الأمثلة مثل مافعل معهد التعاون الصحي في الأعلام. وكما يقولون في أفلام الأبطال الخارقة، دعونا نستخدم قوتنا من أجل الخير. |
Şöyle ki, New York sağlık Departmanı bize geldi ve bunun dağtımı için bir yola ihtiyaçları vardı, New York sakinlerine 36 milyon bedava kondom. | TED | في البداية اتى الينا المركز الصحي في نيويورك، طالبين المساعدة في توزيع هذا المنتج وتم توزيع ما يقارب 36 مليون عينة في مدينة نيويورك. |
Ve sağlık sigortamı biran evvel geri alacağım. | Open Subtitles | و سأستعيد تأميني الصحي في وقت سريع |
- Otel restoranlarının sağlık kontrollerini yaparım. | Open Subtitles | أقوم بالتفتيش الصحي في مطاعم الفنادق |
NHS bu tarafta. NHS, ulusal sağlık hizmeti | Open Subtitles | وغرف التأمين الصحي في هذا الاتجاه |
(alkışlar) Burada Kerala için bir iş imkanı görüyorum sanki, ABD'deki sağlık sisteminin düzelmesine yardım etmeliler. | TED | (تصفيق) أستطيع أن أرى فرصة عمل لولاية كيرالا ، بالمساعدة في إصلاح النظام الصحي في الولايات المتحدة. |
Cuma günü Seattle'daki sağlık Ölçümleme ve Değerlendirme Enstitüsü'nden çok önemli bir araştırma yayınlandı bu araştırmaya göre, çocuk ölüm oranlarındaki düşüşün hemen hemen yarısı kadın eğitim düzeyine bağlı. | TED | وهنالك بحثٌ جديد ظهر يوم الجمعة من معهد القياسات والتقيم الصحي في سياتل يقول ان 50% تقريباً من انخفاض معدل وفيات الاطفال يرجع لتعليم الفتيات |
Bu Underwood'un, sağlık sigortasını yenilemek için kazadan bir hafta önce yaptırdığı testten bir bölüm. | Open Subtitles | فهي جزء من تقديم ..(طلب (أندروود لتجديد تأمينه الصحي في الأسبوع السابق للحادث |