Etiyopya kralı ve kızkardeşini buraya bir dost ve güney sınırlarımızı koruyacak müttefik olarak getirdim. | Open Subtitles | لقد أحضرت ملك أثيوبيا و شقيقته... بدافع الصداقة و كحلفاء يقومون بحماية بواباتنا الجنوبية |
Etiyopya kralı ve kız kardeşini buraya bir dost ve güney sınırlarımızı koruyacak müttefik olarak getirdim. | Open Subtitles | لقد أحضرت ملك أثيوبيا و شقيقته... بدافع الصداقة و كحلفاء يقومون بحماية بواباتنا الجنوبية |
arkadaşlık ve affedebilme için minnettarım. | Open Subtitles | أقدم الشكر على الصداقة و المغفرة. |
Benim adım Mary Alice Young,ve ben ölmeden önce... hayatım aşk,kahkaha,arkadaşlık ve maalesef sırlarla doluydu | Open Subtitles | اسمي (ماري أليس يانج) قبل وفاتي كانت حياتي مملوءة بالحب، الضحك، الصداقة و الأسرار للأسف |
arkadaşlık ve babalığın etini. | Open Subtitles | لحم الصداقة و الأبوة |
Her ne kadar garip bir durum olsa da dostluk ve paylaşım anları da vardır ya da herneyse. | Open Subtitles | و بالرغم من أن هذا موقف غريب و لكن هناك لحظات من الصداقة و لحظات من المشاركة وما إلى ذلك |
Ama önce dostluk bilekliklerimizi takıp birbirimizin saçını örmeliyiz. | Open Subtitles | بعد أن نرتدي أساور الصداقة و نُضفر شعر بعضنا الآخر. |
Sen Amanda'ya sahipsin, bu yüzden senin çok arkadaşlık ve aşk arasındaki farkı anlamışsındır. | Open Subtitles | أنت تملك (أماندا) لذلك أنت تفهم الفرق بين الصداقة و الحب |
Bunu sana dostluk ve işbirliği ruhu içinde söylüyorum. | Open Subtitles | أخبرتك من باب الصداقة و التعاون |