Yani, uh, biliyorsun Bir süre doktor. Onu kişisel düzeyde tanıyorsun. | Open Subtitles | إذاً , أنت تعرف الطبيبة منذ فترة وتعرفها على الصعيد الشخصي |
Bence insanlar artık değişime ihtiyaç duyuyor ve yapılacak tek değişim kişisel seviyede değişim. | TED | وأعتقد أن البشر الآن في حاجة إلى التغيير، والتغيير الوحيد الذي يجب القيام به هو على الصعيد الشخصي. |
Ama kişisel seviyede yaptığımız şey -- bütün bu şeye bizim katkımız ne? | TED | ولكن ما نقوم به على الصعيد الشخصي -- ماهي مساهمتنا في كل هذا؟ |
kişisel açıdan, yıllar önce bu dile âşık oldum, ve bir şekilde bunu bir tür mesleğe çevirdim. | TED | على الصعيد الشخصي وقعتُ في حب تلك اللغة منذ سنوات، وبطريقة ما، تمكنت من تحويلها إلى مهنة. |
Fakat kişisel ve mesleki başarısına rağmen Clyde'ın hikayesinin üzücü bir sonu var. | TED | لكن وعلى الرغم من نجاحه، على الصعيد الشخصي والمهني، كانت نهاية قصة كلايد محزنة للغاية. |
Ve belki de feminizmin en büyük hediyesi de budur, kişisel olan şey aslında politiktir de. | TED | و ربما هذه هى الميزة الكبرى للحركة, أن الصعيد الشخصي هو نفسه الصعيد السياسي. |
kişisel bir bağlamda bu aynı zamanda potensiyelle de ilgili. | TED | وهي أيضاً حول الأمكانيات على الصعيد الشخصي. |
Bilemiyorum, bundan çıkarılacak dersler var - kişisel ve siyasi - ve bir anlamda, bunlar aynı şey. | TED | وهناك عدة دروس .. يمكن استخلاصها من كل هذا سواء على الصعيد الشخصي او السياسي فهي بصورة ما متشابهة |
kişisel olan, bir uçurumdan düşmenin aslında iyi bir şey olduğu, ve ben bunu tavsiye ediyorum. | TED | ان الصعيد الشخصي .. ربما يكون يتدلى من حافة جرف وهو شيء جيد بالمناسبة .. وانا انصح به |
Değerlerinize, hedeflerinize ve methodlarınıza saygı duyuyorum ama her nasılsa kişisel anlamda uyuşmuyoruz. | Open Subtitles | أنا أتفق مع قيمك و أهدافك و أساليبك لكن بطريقة ما نحن لن نتفق على الصعيد الشخصي بتاتاً |
IOA Atlantis'deki bürokratik müdahalelerin her zaman istediğimiz kadar yararlı olmadığını anladı ve bana kişisel bir not iletildi. | Open Subtitles | حسنا ، وزارة الدفاع أدركت أن التدخل البيروقراطى فى اتلانتيس ليس دائما مفيدا كما كنا نأمل و على الصعيد الشخصي |
Geri dönmen kişisel ve mesleki olarak beni mutlu etti. | Open Subtitles | أنـا سعــيد على الصعيد الشخصي والمٍهنــي |
Gözlemlediğim çoğu insan büyük riskler alıyorlar, hem kişisel hem de profesyonel. | Open Subtitles | معظم الناس الذين اتطلع لاكون مثلهم معتادون للتعرض لمخاطر كبيره سواء كان على الصعيد الشخصي او المهني |
General, Amerika'nın tüm desteğini verebilir ve kişisel olarak tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilirim. | Open Subtitles | جنرال استطيع ان اعطيك دعم الولايات المتحدة الكامل بالاضافة الى اي شيئ تحتاجه على الصعيد الشخصي |
Ama seni profesyonelliğin yanı sıra kişisel olarak da tanımam gerekiyor. | Open Subtitles | لكن يجب أن أتعرف عليك أنت أكثر على الصعيد الشخصي والمهني أيضاً أعمل أنك تجيد إدارة نادٍ |
Ve kişisel bir not sizin gibi değerli bir sanatçıya yardımcı olmak benim için bir onurdur. | Open Subtitles | وعلى الصعيد الشخصي سيكون شرفا لي مساعدة فنان من العيار الخاص |
Şu anda dünyamızda birden fazla krizle karşı karşıyayız, bu kişisel olarak bizim için güzel, hayatımıza daha fazla zevk, şükür, fayda getirecektir ve kariyerimiz için en iyisi, dünya için de en iyi şey olacaktır. | TED | لذا وبينما نحن نواجه العديد من المصائب في عالمنا اليوم فانه من الجيد على الصعيد الشخصي لكي نجلب المتعة .. والفرح .. والتقدير والفاعلية في حياتنا ولكي نحصل على افضل انتاج لأعمالنا وللعالم أيضاً |
Bence kişisel ilişkilerde daha iyiyiz ve gerektiğinde bir şeyi olduğu gibi anlatabilme kapasitesine sahibiz. | TED | اعتقد ان الاناث افضل على منحى الصعيد الشخصي واعتقد اننا نملك المقدرة على قول الامور بحرفيتها دون تمويه عندما يحتاج الامر ذلك |
Ayrıca, Amerikan kültüründeki olumsuz yargıların ve siyahlar hakkındaki izlenimlerin kelimenin tam anlamıyla nasıl kurumsal ve kişisel ayrımcılık yarattığını ve bunu sürdürdüğünü öğrendim. | TED | وتعلمت أيضاً كيف أن القوالب النمطية السلبية وصورة السود في مجتمعنا تقوم حرفياً على خلق والحفاظ على التحيز على الصعيد الشخصي والمؤسسي في ذات الوقت. |
kişisel açıdan baktığınız zaman olanlar inanılmaz. | Open Subtitles | على الصعيد الشخصي لا يمكن تصديق ما يجري |