Efendisinde korktuğu için asla kaçmayacak, hayatı boyunca kendisine zalimce davranıldığı için kendisi de idare ettiği genç kölelere aynısını yapıyor. | TED | لن يهرب خوفاً من سيده. و لأنه كان يُعامل بقسوة طيلة حياته، فقد أراد ذلك لعبيده الصغار الذين يرأسهم. |
Sokaklarda bile, deli gibi bu oyunu oynayan genç mektepliler varmış. | Open Subtitles | إنهم يهتمون بالعلماء الصغار الذين يقعون في حب تلك اللعبة |
Doktora yapmak için biraz genç değil misin? | Open Subtitles | أنت من هؤولاء الصغار الذين حصلوا على شهادة الدكتوراه أليس كذلك؟ |
küçük çocuklar, özellikle, renkli paketler ve plastik oyuncaklardan etkileniyorlar. | TED | وخاصة الاطفال الصغار الذين يتم خداعم بالتعليب الملون .. والرسومات الجذابة والالعاب البلاستيكية |
Fransa'ya gelen şu küçük kardeşlerimiz insanlara hiç saygı duymazlar mı? | Open Subtitles | أولئك الصغار الذين يأتون لفرنسا أليس لديهم أي تقدير؟ |
Herhangi bir şey satan tüm çocukları döverdim. | Open Subtitles | تقريبا انا قمت بضرب . جميع الصغار الذين باعوا اي شئ |
Evet, tüm o kaplarından puding yedikleri için ölen çocukları bir düşün. | Open Subtitles | نعم ،انى افكر فى عدد الاطفال الصغار الذين يموتون جراء الأكل مباشرة من العبوة |
Onları uçuran genç insanlar ilk savaş pilotları oldular, artık yeni kahramanlar ortaya çıkacaktı. | Open Subtitles | الشبان الصغار الذين قادوا هذه الطائرات أصبحوا الطيارين المحاربين الأوائل , و ولد نوع جديد من الأبطال |
Orda yaşayan bir grup genç onu sık sık rahatsız ediyor. | Open Subtitles | مجموعة من الصبية الصغار الذين يعيشون هناك مشكلة في كثير من الأحيان لها. |
Ve eğer beni bir konu hakkında olumlu hissetiren bir husus varsa Buna artı olarak, halen kölelik yapan genç insanların yanına eskiden köle olmuş kişilerin diğerlerini özgür bırakmaya çalışmalarıdır. | TED | وإذا كان ثمة أي شيء يحملني على التفاؤل في هذا الشأن هو أنه أيضا يوجد، بالإضافة لهولاء الصغار الذين مازالوا تحت الاستعباد، هناك أيضا العبيد المحررون الذين يعملون الآن على تحرير الأخرين. |
Korkusuz genç alçaklar... | Open Subtitles | .. الأوغاد الصغار الذين لا يخافون |
İlki, uyku bozukluğunun aslında bazı tür zihinsel hastalıklardan önce geldiğiydi ve bipolar rahatsızlık geliştirmede yüksek riski olan genç bireylerin klinik olarak bipolar teşhisi konmasından önce de uyku anormalliğine sahip olduğunu gösterdik. | TED | الأولى كانت أن اضطراب النوم فعلا يسبق أنواعا معينة من الأمراض العقلية، ولقد أظهرنا أنه في أولئك الأفراد الصغار الذين هم مهددون أكثر بالإصابة باضطراب الوجدان، لديهم بالفعل خلل في النوم قبل أي تشخيص سريري لاضطراب الوجدان. |
Birçok konuyu dile getiren genç aktivistleri düşünün. Kadın sünneti, çocuk evliliği, sanal zorbalık, güvenli okullar... Liste uzayıp gidiyor. | TED | لنفكّر بهؤلاء الناشطين الصغار الذين ينادون ضد تشويه الأعضاء التناسلية للإناث زواج الأطفال، التنمر الإلكتروني المدارس الآمنة، الصراعات المؤذية -- وتمتد اللائحة |
İşleri dengede tutan, küçük şeyler. | Open Subtitles | إنهم الأفراد الصغار الذين يبقون كل شيء متوازناً |
küçük bir kızı kontrol edemeyince öfke nöbeti geçiren çocuklardan değil. | Open Subtitles | وليس الاولاد الصغار الذين يفقدون اعصابهم بسهولة لانهم لايستطيعون السيطرة على الفتيات الصغار |
Ateşle oynayan küçük çocukların elleri yanar. | Open Subtitles | الأولاد الصغار الذين يلعبون بالنار سيحرقوا أصابعهم |
Evet, tüm o kaplarından puding yedikleri için ölen çocukları bir düşün. | Open Subtitles | نعم ،انى افكر فى عدد الاطفال الصغار الذين يموتون جراء الأكل مباشرة من العبوة |
Söz dinlemeyen çocukları yiyen. | Open Subtitles | يأكل الأولاد الصغار الذين لا يستمعون |
Uslu olmayan çocukları alır. | Open Subtitles | ويأخذ الصغار الذين لا يتصرفون بأدب. |