Ama, bir çek bir babanın yerini tutabilir mi? Hayır, elbette tutamaz ama... Ben ne yapabilirim ki? | Open Subtitles | كان يُرسلُ الصكوكَ، لكن لايمكن الصكوك ان تَستبدلُ بالاب؟ |
Ve banka yüzü görmediği çek defterinden belli. | Open Subtitles | بعد تصفّح دفتر الصكوك هذا، لا أظن أنه وطأ مصرفاً يوماً. |
- Dört çek, toplamda 10 bin dolar. | Open Subtitles | على جميع الصكوك. 10ألاف دولار في المجموع. |
Fikirlerini kendine sakla, çekleri imzalamaya başla. | Open Subtitles | وأن تبقي آرائك لنفسك وتبدأ بتوقيع بعض الصكوك |
Baban sağken üstüme biraz tapu yaptırsa iyi olur herhalde. Ha? | Open Subtitles | ربما أنا كذلك علي أن أملك بعض الصكوك باسمي |
Şüpheli hisseleri aldıysa, paraya çevirecektir. | Open Subtitles | سيحول المشبه به ، أكس ، الصكوك الى أموال |
enstrümanları orkestradan tek tek çıkarırsan, geriye sadece senin sesin kalır. | Open Subtitles | واحدا تلو الآخر، كنت نتف فقط كل من الصكوك من الأوركسترا. |
Tamam şimdi çek defteri dengelenmiş "gibi". | Open Subtitles | هنا الآن دفتر الصكوك مائل إلى توازن كليا |
Ofisimdeki çek defterine kendim yazsam daha iyi. | Open Subtitles | عندك حق، سأحفظها مع دفتر الصكوك خاصتك، آمنة بخزانتي. |
Aynı zamanda, Fonları nerede tuttuğuna, kime çek yazdığına, hangi pornoyla mastürbasyon çektiğini bile | Open Subtitles | وخلال ذلك، نرى أين يحوّل الأموال، إلى من يكتب الصكوك. |
Adamı çek yazmaya devam ettireceksek bir kozumuz olmalı. | Open Subtitles | علينا أن نحافظ على موضع سيطرتنا إن أردنا مواصلته لتحرير الصكوك البنكية |
Hepimiz senin gibi sürüyle çek almıyoruz. | Open Subtitles | ليس جميعنا تنهال عليه الصكوك مثلك. |
Hesap tamam ama çek defterini... iş bulana kadar alamıyorum. | Open Subtitles | بالنسبة للحساب أجل، لكن دفتر الصكوك... بأنّني لن أحصل عليه حتى أحصل على عمل |
Ben bu çek kırdırma işi macerasına atıldım. | Open Subtitles | كنتُ بدأتُ هذه المغامرة الجديدة هذا قادنا إلى - صرف الصكوك |
- Şimdi sana iptal edilmiş çek ya da banka transferi ya da her ne varsa elimde olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أنظري ، يمكنني إخبارك الآن بأنّه لدي الصكوك الملغات أو نقل المال أو أيّ سلاح مدخّن موجود... لا أملكها |
Mal gibi konuşuyordu. Sen, "çek kabul etmiyorum." dedin. | Open Subtitles | هو قال لك كلا، فرددت عليه "أنا لا أقبل الصكوك" |
çek burada. | Open Subtitles | هنا دفتر الصكوك |
Oh, hayır, daha fazla çek olmasın. | Open Subtitles | لا، لا مزيد من الصكوك. |
Sen ve şu çek defterin. | Open Subtitles | أنت و دفتر الصكوك ذلك |
Ben dedikoduyu yayarım, çekleri bozdururum ödülleri alırım. | Open Subtitles | أتناقش مع المجلس أستلم الصكوك البنكية وأستلم الجوائز بينما أنتَ تقوم بأغلب العمل |
- Seyahat çekleri bu zarfta. - Akreditifler diğerinde. | Open Subtitles | هذه الصكوك السياحية هذه بطاقة الأثمان |
Aslına bakarsan son tapu bu öğleden sonra geldi. | Open Subtitles | في الواقع آخر الصكوك وصل هذه الضهيره. |
İşte "Bearer hisseleri" ile ilgili biraz bilgi. | Open Subtitles | هناك معلومات عن الصكوك المسروقة |
Belkide yanlış enstrümanları kullandık. | Open Subtitles | ربما كانت خاطئة ونحن الصكوك. |