O sessizlik içinde herkesin duyabildiği tek şey zevk içinde inleyen bir kadın çığlığıydı. | Open Subtitles | كُلّ أي واحد يُمْكِنُ أَنْ يَسْمعَ كَانَ أنين إمرأةِ تمرّد في النشوةِ فوق الصمتِ المفاجئِ. |
İsveçli adamlar ile sessizlik hakkında konuşacak güzel bir şey vardı. | Open Subtitles | وكان هناك هذا السويديِ، الذي جَعلَ حساب رائع آخر يوم، خطاب على الصمتِ. |
Uzun sessizlik aralarında bir senfoniyi tamamlamışlığım vardır. | Open Subtitles | سَمعتُ البعضَ كامل السمفونياتِ أثناء بَعْض الصمتِ الصعبِ. |
Evet, tatil köylerinin şu sessizlik yemini yok mu! | Open Subtitles | أوه، نعم، ذلك النادي المزعجِ Med قَسَم الصمتِ. |
Tüm bu sessizlik midemi guruldattı. | Open Subtitles | كُلّ هذا الصمتِ حَصلَ على وترِي grumblin '. |