Bir adamın nereden iyi mal bulabileceğini söylersen... | Open Subtitles | أين يمكن لي الحصول على بعض من الصنف المعتبر |
Buz kıracağı Boz'u öldürenle aynı marka ve aynı model. | Open Subtitles | معول الثلج كان نفس الصنف ونموذج بينما سلاح باز |
Kategori 1'deki güçlendirilmiş çoğu çelik kaplama, gemiler ve halatlar için üretilmiş. | Open Subtitles | معظم الهيكل الخارجي مكون من الصنف الأول للحديد المسلّح المصنوعة لأنابيب الضغط العالي والسفن |
Böyle düşünmene sevindim. Birinci sınıf bir harita. | Open Subtitles | يسرني أنّك تظنّ ذلك إنّها خريطة من الصنف الأوّل |
Matematikçiler ve bilgisayar bilimcileri tarafından kapsamlıca araştırılan bir problemler sınıfı. | TED | وقد أُجريت دراسات مكثفة على هذا الصنف من المشكلات من قِبل علماء رياضيات وعلماء حاسوب. |
O markayı duymadım. Bunu mu alsak? | Open Subtitles | لم أسمع أبداً عن ذلك الصنف ربما يجب علينا أن نأخذ هذا |
Bir yandan da garip bir tür çekiciliğe sahiptiler, bir araba kazası gibi. | TED | كان لديهم هذا النوع من الصنف الغريب من السحر، مثل حادث سيارة. |
- Bahse varım kısa sürede Sal'dan yarım kilo saf mal alırdık. | Open Subtitles | انا اراهنك اننا سوف نحصل على رطل من هذا الصنف اذا قمنا بالبيع |
Sonra yarım kilo saf mal alır ve emekli oluruz. | Open Subtitles | حتى نحصل على رطل من الصنف الجيد ثم نتقاعد بعد ذلك |
- Evet. Dostum, keşke geldiğim yerde de böyle mal olsaydı. | Open Subtitles | اتمنى لو اجد مثل هذا الصنف عندما اعود الى البيت |
Siyasi şantajlardan marka yaratmanın kitabını yazdım. | Open Subtitles | كتبت الكتاب عن هذا الصنف بالتحديد من الابتزاز السياسي، |
Bu marka soda aldığımı hiç anımsamıyorum. | Open Subtitles | لاأذكراننى اشتريت هذا الصنف من الصودا |
Bütün suç mahallerinde aynı marka sigara bulundu. | Open Subtitles | الصنف نفسه، كل مشاهد الجرائم الثلاثة |
Oki doki, gelsin sıradaki Kategori. | Open Subtitles | حسنا , لنرى الصنف القادم |
Aynı Kategori. | Open Subtitles | الصنف نفسه. |
Aynı Kategori. | Open Subtitles | الصنف نفسه. |
Evinin her yerinde 1. sınıf uyuşturucu bulundu.. ...bu yüzden gerektiği kadar içeride tutabiliriz. | Open Subtitles | لقد كانت هناك مخدرات من الصنف الممتاز بجميع أنحاء منزله، لذا يمكننا إحتجازه طالما لزم ذلك |
O zaten 2. sınıf gibi yaşıyor | Open Subtitles | تَحسُّ a مواطن الصنف الثاني. وأنا أَقُولُ بأنّني أَحبُّ جدولاً. |
maddesi uyarınca 4. sınıf suç kapsamına giren, kontrole tabi madde bulundurmak ve Kasıtlı Eylemler Kanunu 720 ILCS 5 Bölüm 12C-5 uyarınca 3. sınıf suç kapsamında giren çocukları tehlikeye atmak. | Open Subtitles | تحت قوانين إيلينويز 570.1 تعريض طفل للخطر 12C-5 و خرق قانون التهور 702 القسم جريمة من الصنف الثالث |
Standart, restoran sınıfı bir balık kamyonu. | Open Subtitles | شاحنة نقل الأسماك لأحد المطاعم من الصنف الأول |
Bu kendisini B sınıfı Çin balıkçı teknesi olarak tanıtan tekne. | Open Subtitles | هذه نفس السفينة التي تعرف عليها كـ سفينة الصيد الصينية من الصنف ب |
Bu markayı başka bir yerde bulamazsınız. | Open Subtitles | لا تستطيع إيجاد ذلك الصنف في أي مكان آخر |
Bu markayı mı tercih ederdim bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف مإذا كنت أفضّل هذا الصنف أو ذالك... |
yaklaşık 50,000 yıl önce insanların sayısı büyük bir artış gösterdi, ve hemen gezegendeki hakim tür olduk. | TED | حوال 50,000 سنة خلت عدد البشر تزايد بشكل هائل، وبسرعة كبيرة أصبحنا الصنف المهيمن في الكوكب. |