Kalsifiye epifiz bezi ne zaman kalsifiye epifiz bezi değildir? | Open Subtitles | عنما تكون متكلسة الغدة الصنوبرية لم تكن متكلسة الغدة الصنوبرية؟ |
epifiz bezinin yanında parçalanmış anevrizma kanıtı gördüm. | Open Subtitles | رأيت دلائل على تمزق وتمدد الأوعية الدموية بالقرب من الغدة الصنوبرية |
Aklın, vücuda "epifiz bezi" ile bağlandığını öne sürdü. | Open Subtitles | لقد إقترح بأن العقل مُتصل بالجسم عند الغدّة الصنوبرية |
Şimdi kimin beyin epifizi çıkarılıyor bakalım? | Open Subtitles | الآن, من الذي استخرجت غدته الصنوبرية ؟ |
Neden bir hayalet atlının beyin epifizini alırlar ki? | Open Subtitles | لمَ عساه يأخذ الغدّة الصنوبرية لفارس شبح؟ |
Iguanodon'lar gölden su içmek için sıralandıklarında, bir Polacanthus kozalaklı ağaçlar için geride kalıyor, ve sürüden kopuyor. | Open Subtitles | مع نزول الاجوندون لأسفل النهر للشرب يتخلف ورائهم الابولاكانثوس منشغلا بالأشجار الصنوبرية ويصبح منفصلا عن القطيع |
Taoizm'deki Ying Ve Yang, epifiz merkezinin uyanışı, veya Taoizm'deki tabirle Üst Dantien. | Open Subtitles | يسمى عند اليين و اليان في الطاوية, عندما يستقيظ مركز الصنوبرية أو في ما في الطاوية بالدانتيان العليا. |
İnsandaki epifiz bezi, küçük bir endokrin bezidir. | Open Subtitles | الغدة الصنوبرية الإنسان هي الغدد الصماء الصغيرة |
Filozof Descartes, epifiz bezi bölgesinin veya üçüncü gözün, bilinç ve madde arasındaki arayüz olduğunu fark etmiştir. | Open Subtitles | اعترف الفيلسوف ديكارت أن منطقة الغدة الصنوبرية أو منطقة العين الثالثة هي الواجهة بين الوعي والمادة. |
Burası, epifiz bezi bölgesi ve onu çevreleyen enerjik merkezdir. | Open Subtitles | أنه المجال الغدة الصنوبرية ومركز الطاقة التي تحيط بها. |
Epifız (pineal) sözcüğü, kozalak (pine-cone) ile aynı köke sahiptir, zira epifiz bezine bakıldığında, kozalak yapraklarının sarmal dizilimine benzeyen bir şablon görülür. | Open Subtitles | كلمة الصنوبرية نفسها لديها نفس جذر الصنوبر المخروطية لأن الغدة الصنوبرية يسلك لولبة لولبة مماثلة لنمط الفيلوتاكسيس. |
epifiz bezin ruhun yuvası olduğuna inanılıyor. | Open Subtitles | يُعتقد أنّ الغدّة الصنوبرية هي مركز الروح. |
Buna kalsifiye epifiz bezini ekleyelim. | Open Subtitles | بالإضافة إلى الغدة الصنوبرية المتكلسة |
Yeşil iguanaların ve diğer sürüngenlerin başlarının tepesinde parietal bir göz veya epifiz bezi bulunur ve bunu, yukarıdaki yırtıcıları fark edebilmek için kullanırlar. | Open Subtitles | البطة الخضراء والزواحف الأخرى لها العين الجداري أو الغدة الصنوبرية على رأس رؤوسهم التي يستخدمونها للكشف عن الحيوانات المفترسة المحيطة بهم. |
Kundalini'nin aktive olması, altıncı çakrayı ve epifiz merkezini harekete geçirir ve bu bölge evrimsel fonksiyonlarından bazılarını geri kazanmaya başlar. | Open Subtitles | فعندما يتم تنشيط الكونداليني، فإنه يحفز شاكرا السادسة والنقطة الصنوبرية وعندها تبدأ هذه المنطقة في استعادة بعض وظائفها التطورية. |
epifiz salgısı. | Open Subtitles | المادة الصنوبرية |
Mikroçip çalışıyor, ama beyin epifiz bezine aşırı uyarma var bu da dopamin seviyelerinin tavanı aşmasına sebep olduyor. | Open Subtitles | رقاقة يعمل بشكل صحيح. لكنني وجدت أن التحفيز الزائد إلى الغدة الصنوبرية ... تسبب في مستويات الدوبامين أن يذهب من خلال السقف. |
Beyin epifizi! | Open Subtitles | ! الغدة الصنوبرية |
Bay Douglas onun beyin epifizini yedi. | Open Subtitles | التهم السيد (دوغلاس) غدّته الصنوبرية. |
Bu kozalaklı ağaç ve eğrelti otu ormanlarındaki çoğu bitki kışın karanlığında uykuda olmaya uyum sağlamış. | Open Subtitles | معظم النباتات في هذه الغابات الصنوبرية الفريدة تكيفت لتبقى خاملة خلال ظلام فصل الشتاء |