Bir eczacı tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacaktır. | Open Subtitles | الصيدلى سوف يلبى أحتياجاتك على نحو ملائم |
George Bailey aile işini batırdığında mı, Danna Reed ağladığında mı yoksa adi eczacı kulağını kanattığında mı daha mutluydum, hatırlamıyorum. | Open Subtitles | انا لااعرف متى كنت اسعد حينما دمر جورج بيلى اعمال العائله او حينما بكت دونا ريد او حينما جعل الصيدلى اذنه تنذف |
eczacı hikayeyi değiştirdiği ve Overton'un o evsiz kadına yalan söylemesi için rüşvet verdiğine göre belli ki Travis' komplo kurulmuş. | Open Subtitles | أمام تغيير " الصيدلى " لأقواله ، رشوة "أوفرتن " للمرأة الضعيفة لكى تكذب فأن " ترافيس " تم الأيقاع به |
Seninle Parker'in acısından nasıl kurtulacağını, fakat şüphe çekmemek için Edward'ın eczacıya gidip ihtiyacınız olan şeyi alabileceğini mi konuşmuştunuz? | Open Subtitles | انك انت و باركر قد تحدثتما عن وسيلة لتُخلّصه مما يعانيه ولكن, لتتجنبى الشكوك, هل يمكن لأدوارد ان يذهب الى الصيدلى وان يُحضر لك ما تريديه ؟ |
O beyinsiz eczacıya söyle, Doktor Iaconis'i arasın. | Open Subtitles | (أخبرى ذلك الصيدلى اللعين أن يتصل بـ (لاكونيس |
eczacı dedi ki, herkese Bay Lowe'un dozajını verirsek 12,000. | Open Subtitles | لقد قال الصيدلى أن أعطاء باقى المجموعة - - نفس جرعات السيد لو سيتكلف |
Baktık eczacı Lancer hayranı çıktı. | Open Subtitles | أتضح أن الصيدلى من المهاويس " بفريق " لانسر |
Saat 7:20'de, bir eczanede durdu ve eczacı Sam Tyler'dan kanamayı durdurması için bazı ilaçlar istedi. | Open Subtitles | الساعة 7: 20 توقف عند صيدلية وسأل الصيدلى (سام تايلر) على دواء لوقف النزيف |
eczacı, evet. | Open Subtitles | - نعم " الصيدلى " |
eczacı ile görüşüyor. | Open Subtitles | - أنه يقابل " الصيدلى " |