Ve böylece zayıf kardeşlerimiz, zafere dek savaşmak üzere harekete geçecek! | Open Subtitles | و بهذه الطريقة سجعل اخوننا الضعفاء يواصلون القتال حتى يوم النصر |
Bazen kriz durumları zayıf erkeklere seks için bahane çıkarıyor. | Open Subtitles | أحياناً تمنح الأزمات الحجج للرجال الضعفاء للإنقضاض على الجنس الناعم |
Benim gibi insanlar her koşulda zayıfları korur, kim olurlarsa olsunlar. | Open Subtitles | الرجال مثلي يدافعون عن الضعفاء أياً كانوا و تحت أي ظرف |
Zayıflar, yaşlılar hayatta kalamaz, ölümler de onların amaçlarından birisidir. | Open Subtitles | الضعفاء والمسنون لا ينجون والذى أعتقد أنه جزء من الغرض |
Siz ve adamlarınız zayıfı ve masumu koruyarak... harika bir iş yapıyorsunuz.. | Open Subtitles | أنت ورجالك تقومون بعمل رائع في حماية الضعفاء الأبرياء |
Fakirlere, zayıflara yani acınacak halde olan kişilere yardım ediyorlarmış. | Open Subtitles | انهم يساعدون الفقراء او المحزونين او الضعفاء او شيئ من هذا القبيل |
Senin gibi zayıf, kandırılmış, karanlıkta bırakılmış korkak, yalnız, acı çeken insanları. | Open Subtitles | الأشخـــاص أمثالك هم الضعفاء والمخدوعين، يبقون الناس في الظـــلام، وجلين ووحيدين ويعانون. |
- Muhammed burada kaldı, sadece zayıf olanlar gitti. | Open Subtitles | إذا كان محمد قد بقى , أذن فإن الضعفاء فقط من رحلوا |
Güç aklı zayıf olanlarda önemli bir etki yapabilir. | Open Subtitles | القوة يمكن أن تأخذ تأثير قوي على الضعفاء |
Sizi zayıf ve hastalıklı aptallar. Ruhlarınız için geldim | Open Subtitles | أيها الخرقى الضعفاء و المخزين لقد أتيت لآخذ أرواحكم |
Üreyip çoğalarak insan ırkını zayıflatan zayıf, aptal ve tembelleri hayatta tutuyor. | Open Subtitles | إنه فقط يتركوا الضعفاء والكسالى والأغبياء أحياء ثم يتكاثرون ويقوموا بإضعاف الجنس البشرى |
Herzaman yüzük zayıf insanların yüreğini yozlaştırmaya çalışır. | Open Subtitles | سيظل الخاتم يسعى إلي إفساد قلوب الرجال الضعفاء |
Bu kadını dinlemeye devam ederseniz zayıfları ve muhtaçları göndermeye devam ederseniz inanın bana, hepiniz bu kadından daha önce ölürsünüz. | Open Subtitles | طالما أنك تفعلين بالضبط كما تقولين طالما أنك تتخلين عن الضعفاء والعاجزين صدقوني , كل واحد منكم سيموت قبل أن تفعل |
Güçlüler, kanunları zayıfları ezmek için bir araç olarak kullandıklarında hukuk sistemi çökmüş demektir. | Open Subtitles | الاقوياء أفسدوا القانون عندما استخدموه كنادى لقهر الضعفاء |
Geum Jan Di'nin zayıfları savunma alışkanlığı, bulaşıcı falan mı? | Open Subtitles | ،،عادة غيوم جاندي تدافع عن الضعفاء هل ذلك معدي؟ |
Basitçe söylemek gerekirse Stan Zayıflar üzerinden besleniyor, çünkü o bir serseri. | Open Subtitles | سوف يكون سهل جدّاً لستان أن يتنمر على الضعفاء ببساطة لأنّه ضعيف |
Zayıflar, güçlülere hizmete zorlandı ve dünyada özgürlük kalmadı. | Open Subtitles | الضعفاء تم تسخيرهم لخدمة الأقوياء والحريه تلاشت من العالم |
Senin içgüdünde güçlüyü avlamak zayıfı korumak var. | Open Subtitles | غريزة الخاص بك هو لاصطياد قوية وحماية الضعفاء. |
Korumak için yemin ettiklerine zayıflara, masumlara. | Open Subtitles | هولاء الذي أقسمت على حمايتهم, الضعفاء, الأبرياء. |
"Tanrım, biz senin zavallı ruhların seninle kutsanıyoruz. | Open Subtitles | يا إلهي .. نحن المساكين الضعفاء نشتاق إلى التطهر |
güçsüzleri, savunmasızları ve düşkünleri kendi bencil arzuların için terk ederek mi? | Open Subtitles | بالتخلي عن الضعفاء العزّل، المحتاجون لأجل مساعيك الأنانية ؟ |
Merhamet ve iyi niyet adına karanlık yolda güçsüzlere yardım eden kutsanmıştır. | Open Subtitles | مبارك هو الذي، باسم الخير والاحسان يرعى الضعفاء في وديان الشر، |
Dün radyoda sivil toplum kuruluşlarından birisi güçsüzlerin gücü hakkında münazara ediyordu. | Open Subtitles | أمس في الراديو شخص ما من منظمة غير حكومية تم مناقشة قوة الضعفاء. |
Eğer güçsüz olanları avlamazsak, hepsi kışın açlıktan ölecekler. | Open Subtitles | إن لم نقم بقتل الضعفاء منهم فيتضورون جوعاً بفصل الشتاء |
Zero zayıfın yanında, di mi? | Open Subtitles | زيرو هو مناصر الضعفاء , أليس كذلك ؟ |
Yüzük yine yetersiz İnsanların yüreğini çelmeye çalışacaktır. | Open Subtitles | سيظل الخاتم يسعى إلي إفساد قلوب الرجال الضعفاء |
Seçim, güçlülerle güçsüzler arasında yaratılmış bir illüzyondur. | Open Subtitles | الاختيار هو وهم صنع بين الأقوياء وبين الضعفاء |
Yanında olduğun adam, hayatını para kazanmak için talihsiz insanlara adamış sürüden ayrı ve ölüme bırakılmış bir şekilde yaşayan biri. | Open Subtitles | بجانب رجل يصرف حياته يستجدي المال، ويفترس الضعفاء سيئي الحظ يقتع اوتارهم ويتركهم يواجهون الموت |
Savunmasız hastalar bazen doktorlarına karşı bir takım duygular besleyebilirler. | Open Subtitles | المرضى الضعفاء يولدون دوماً مشاعر لإطبائهم النفسيون. إنه شيء شائع. |