"Lazer" kelimesi, uyarılmış emisyon yoluyla radyasyonun ışık amplifikasyonu yapmasına denir. | Open Subtitles | وكلمة ليزر تعني توسيع الضوء من قِبل إطلاق منشط من الأشعاع |
Görüyorsunuz, yukarıdan da bu aşağıdaki alıcıya ışık geliyor. | TED | و تستطيع فقط ان ترى حتى الضوء من السقف يأتي لهذا المستقبل |
Gece vakti, sadece bu üçgenin üstünde bulunan bir tepe camındaki bir sıra ışık dağı kesiyor. | TED | وفي الليل، فقط سطر واحد من الضوء من يقطع خلال الجبل، وهي كوة على رأس هذا المثلث. |
Belki de buradan gelen ışığın oluşturacağı gölge bir şeye işaret edecektir. | Open Subtitles | وربما الضوء من هنا يُلقي . بِظلاله ويُشير إلى شيء |
Uzak geçmişten günümüze uzanan evrim yolculuğumuz yıldızlardan gelen ışığın yolculuğuyla aynı kulvarda ilerliyor. | Open Subtitles | ان رحلتنا التطورية من الماضي السحيق الى يومنا الحالي سارت بالتوازي مع رحلة الضوء من النجوم |
2004'te, daha önce hiç olmadığı kadar zamanın gerisine bakmayı başardık ve evrenin en uzak galaksilerden gelen ışığı yakaladık. | Open Subtitles | في عام 2004 رجعنا في الماضي الى نقطة لم نصلها من قبل ابداً والتقطنا الضوء من ابعد مجرة في الكون |
bay Jar daha önce bu ışıkta gördüm seni bugün çok mutluyum ben,Raj her zaman mutlu ama bu komşuyla değil sana iki tane haberim var ilk önce ikinciyi söyle hatırlıyor musun,Avustralyalı bir şirkete projelerimi göndermiştim kabul ettiler | Open Subtitles | سيد جار لقد رأيتك في هذا الضوء من قبل - أنا سعيدة جدا اليوم ، يا " راج " |
Kepler, yıldızların önünden gezegen geçtiği zaman oluşan, bize ulaşması gereken ışık miktarındaki hafif azalmayı ölçen bir uzay teleskobudur. | TED | كبلر هو تلسكوب فضائي يقيس الظلام الباهت للنجوم، عندما تمر الكواكب أمامهم، يحجب قليلًا من الضوء من الوصول إلينا. |
Fakat, sadece birkaç teleskop konumundan ışık toplamamıza rağmen Dünya dönerken, diğer yeni ölçümleri görmeye başlarız. | TED | ولكن بالرغم من أننا نجمع الضوء من مواقع تليسكوبات قليلة، فإن دوران الأرض يمكننا من رؤية حسابات أخرى جديدة. |
Ben de bu taslağı çizdim; iki katmanlı, yarı saydam, ortasında da ışık alan bir yapı. | TED | لقد رسمت هذا الرسم، شيء ما بطبقتين، شفاف، مع بنية تلتقط الضوء من خلالها. |
Gökadadan bir ışık ışını, evrenin içinde sizin gözünüze gelmeden önce belki milyarlarca yıl yol kateder değil mi? | TED | سينطلق شعاع من الضوء من المجرة ويسافر عبر الكون ربما لمليارات من السنين قبل أن يصل إلى المنظار الفلكي أو العين. |
Peki gökadadan çıkan başka bir ışık ışını gözlemcinin gözüne ulaşmış olabilir mi? | TED | هل هناك أي شعاع اخر من الضوء من الممكن أن يصل من المجرة إلى عين المراقب ؟ |
Sahnenin içine tamamen girebilmek için olası her yönden ışık almamız gerekecek. | TED | للانغماس التام في مشهد ما، سنحتاج أن نصور الضوء من كل الجهات الممكنة. |
böylece eğer taştan herhangi bir ışık çıkarsa fotoğrafı çekmiş olacaktım | Open Subtitles | بحيث يتم تصويرها إذا جاءت أي أشعة الضوء من الحجر. |
Uydularla yerkürenin her yerinden gelen ışık yansıtılabiliyor. | Open Subtitles | الأقمار الصناعية تمكننا من رد الضوء من أي مكان على الكوكب |
Teoriye göre, bir zaman makinesi icat edip ışık hızıyla buradan ayrılsan ve sonra yavaşlayıp geriye dönmek istesen yine ışık hızıyla evine döndüğünde bu seyahatin sana göre saniyeler sürmüştür belki ama diğer insanlara göre haftalar geçmiştir. | Open Subtitles | نظرياً إذا ركبت آلةً تسافر بسرعة الضوء من هنا |
Sana oturma odasından gelen ışığın beni rahatsız ettiğini söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك الضوء من غرفة الجلوس يضايقني |
Pencereden gelen ışığın, ustura üzerindeki yansıması hala aklımda. | Open Subtitles | أتذكّر كم الضوء من النافذة... ... وثبتمن شفرةالحلاقة. |
Pekala,yansıtan yüzeyden yansıyan ışık doğrultusu gelen ışığın açısıyla aynı olmalıdır. | Open Subtitles | حسناً انعكاس الضوء من سطح عاكس |
Şekillerle bir ilgisi yok, şekillerin ışığı nasıl yansıttığıyla ilgili. | TED | فالامر ليس متعلقاً بشكل العربة بقدر ما هو بشكل انعكاس الضوء من عليها |
Bu, binanın içindeki ışığı kullanarak dışarıyı aydınlatan küçük renkli camlarla tamamlanıyor. | TED | ويستكمل ذلك بقطع الزجاج الملونة الصغيرة والتي تستفيد من الضوء من داخل المبنى لتضيء المبنى في الليل |
Yırtık açık kaldığı sürece ışıkta yürüyen, nefes alan ve yetişen her şeyin düşmanı Yeraltı Dünyası'nın Gardiyanı'nı kölelerini, yaşayan her şeyi öldürmesi için göndermekten alıkoymanın hiçbir yolu yoktur. | Open Subtitles | طالما هو مفتوح، محال أن نمنع حارس العالم السفلي العدو الكبر لهؤلاء الذين يسيرون ويتنفسون وينمون في الضوء من إرسال أتباعه لجلب الموت لكل كائن حي |