ويكيبيديا

    "الضواحي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Banliyöde
        
    • banliyö
        
    • Varoşlarda
        
    • banliyölerde
        
    • Banliyöler
        
    • banliyöden
        
    • varoş
        
    • mahalle
        
    • şehir
        
    • banliyöye
        
    • banliyölere
        
    • varoşlar
        
    • varoşlardan
        
    • banliyölerdeki
        
    • mahallelerde
        
    Sanırım acı gerçek, seninkiler Banliyöde oturan bir ev hanımını ellerinde tutamadılar. Open Subtitles أظن حقيقة أن رجالك لم يتمسكو بزوجة الضواحي , وهذا ليس جيداً
    Bütün bunlar sona erdiği zaman, sanırım Banliyöde yaşamaya başlayacağım. Open Subtitles عندما ينتهي كل هذا، أعتَقد بأني سوف أنتَقل إلى الضواحي
    banliyö altyapıları için bir şebekeye ihtiyacımız var. TED أظن أننا بحاجة لإيجاد شبكة للمزارعين في الضواحي.
    Varoşlarda kuşların cıvıltısı neyse şehirde de polis sireni odur. Open Subtitles تغريد العصافير في الضواحي بمثابة صوت صفارة إنذار الشرطة للمدينة
    Bu yüzden banliyölerde sahte tebessümlerden ötesi bulunmaz. Open Subtitles لهذا في الضواحي لا يوجد أكثر خداعاً من ابتسامة
    Şehri severim. Banliyöler içimi daraltır. Open Subtitles أحب المدينة، بينما تصيبني الضواحي والمحافظات بالكآبة.
    banliyöden çok fazla çocuğun sonu bir çöp arabası olmaz. Open Subtitles لا يوجد العديد من أطفال الضواحي متعفنين في شاحنات القمامة
    Banliyöde küçük bir ev, beyaz parmaklıklı bir bahçe... belki bir köpek ve 2,4 çocuk. Open Subtitles منزلاً صغيراً في الضواحي معسياجوتديأبيض..
    Karım tekrar evlendi, Banliyöde yaşıyor. Open Subtitles هذه هي المهمة التي رحلت من أجلها، لقد تزوجت زوجتي مجدداً، و هي تعيش الآن في الضواحي
    Kramer'in Banliyöde çocuk bakıcılığı işi sırasında gasp edildiğini duydum. Open Subtitles سمعت أن كرايمر تعرّض للنهب في الضواحي أثناء قيامه بمجالسة طفل.
    Ve şimdi son olarak banliyö modeliyle inşa edilmiş bunun gibi gecekondu evlerindesiniz. TED ثم أخيرا لدينا منازل عشوائية كهذه، وهي مبنية على طراز الضواحي.
    Eve gece yarısından sonra Osrkreuz'dan Neukolln'e banliyö trenine binerek döndüm. Open Subtitles عدت لمنزلي بعد منتصف الليل وقد استقليت قطار الضواحي من أوسكرايتز إلى نويكون
    Bak, senin tüm istediğin, hoş, masum bir banliyö kızı. Open Subtitles اسمع هل كل ماتريد ان تحصل علي بنت لطيفه و بريئه من الضواحي
    Tamam, o zaman bize bu işi Varoşlarda nasıl yaptığından bahset. Open Subtitles حسناً , هيا أخبرني بكل الإثارة التي حظيت بها في الضواحي
    Eğer onları yarın sabaha kadar bulamazsanız Varoşlarda devriye gezmeye hazırlıklı olun. Open Subtitles اذا لم تجدوهم صباحاً , فاستعدوا للعمل في الضواحي ?
    Evet, bir kadın türü vardır ki, sadece banliyölerde görebilirsiniz. Open Subtitles .. نعم، ثمّة نوع معيّن من النساء لا تراهنّ فقط سوى في الضواحي ..
    Banliyöler o kadar homojen olurlar ki ergenler tahmin edilebilir ve düzenli bir şekilde isyan ederler: Open Subtitles لأن سكان الضواحي متجانسون مع بعضهم, فإن المراهقون كانوا ينون التمرد بطرق منتظمة و معروفة
    Nişanlısı banliyöden bir züppe. Eğer hapse girersem düğünü iptal eder. Open Subtitles خطيبها هو شخص مرموق من الضواحي, إن ذهبت للسجن, فلن يكون هناك زواج
    Bu olayda, yatağında pompalı tüfekle vurulmuş varoş bir ev kadınının aralarında bulunduğu mâlikane sakini üç zenginden söz ediyoruz. Open Subtitles هؤلاء ثلاثة أشخاص أغنياء بيض قتلوا في منزلهم بما في ذلك ربة المنزل من الضواحي المقتوله في سريرها بعيار ناري
    kenar mahalle sakinlerine bulaşmayın. Çünkü artık bunlara sabrımız kalmadı. Open Subtitles لا تعبثوا مع سكّان الضواحي لأننا بصراحة لن نحتمل ذلك
    İlave edilen her kenar semt için, kenar semtten şehir merkezine kadar bütün yol boyunca çalışan başka bir otobüs güzergahı eklenmiştir. TED تم إضافة مسار حافلة آخر من الضواحي مرورا إلى مركز المدينة
    - Bir anda tek eşi olup banliyöye taşınacak değilsin yani. Open Subtitles ومن ثم تنتقل لتعيش في الضواحي. كلا، من ثم أنا أحبه..
    Çelik fabrikalarının kapanışına ve beyazların banliyölere göçüne tanık oldu. TED راقبت عن قرب مصانع الفولاذ وهجرة البيض نحو الضواحي لتطويرها،
    Berlindeki varoşlar hakkında konuşmuyorum, Hayal et! Open Subtitles لا أتحدث كثيرا عن برلين في الضواحي لا يمكن أن تتخيل ذلك
    1987 varoşlardan bir genç öldürülüp, zaman kapsülünün içine tıkılıyor. Open Subtitles بعام 1987 ، قتل فتىً من الضواحي ووضع في كبسولة زمنيّة
    Ben seni sadece evlerin içini dekore eden biri olarak görmüyorum. Sen banliyölerdeki küçük evlerin dışında malikaneleri ve otelleri de dekore edebilecek yeteneğe sahipsin. Open Subtitles لأني أرى فيك أكثر من مجرد مصممة لشقة في الضواحي
    Beni ucuza getirme, Kenar mahallelerde ücretin 15 dolar civarında olduğunu biliyorum. Open Subtitles لا تكوني رخيصة معي أعلم أن هذا يكلف 15 دولار في الضواحي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد