Sanırım acı gerçek, seninkiler Banliyöde oturan bir ev hanımını ellerinde tutamadılar. | Open Subtitles | أظن حقيقة أن رجالك لم يتمسكو بزوجة الضواحي , وهذا ليس جيداً |
Bütün bunlar sona erdiği zaman, sanırım Banliyöde yaşamaya başlayacağım. | Open Subtitles | عندما ينتهي كل هذا، أعتَقد بأني سوف أنتَقل إلى الضواحي |
banliyö altyapıları için bir şebekeye ihtiyacımız var. | TED | أظن أننا بحاجة لإيجاد شبكة للمزارعين في الضواحي. |
Varoşlarda kuşların cıvıltısı neyse şehirde de polis sireni odur. | Open Subtitles | تغريد العصافير في الضواحي بمثابة صوت صفارة إنذار الشرطة للمدينة |
Bu yüzden banliyölerde sahte tebessümlerden ötesi bulunmaz. | Open Subtitles | لهذا في الضواحي لا يوجد أكثر خداعاً من ابتسامة |
Şehri severim. Banliyöler içimi daraltır. | Open Subtitles | أحب المدينة، بينما تصيبني الضواحي والمحافظات بالكآبة. |
banliyöden çok fazla çocuğun sonu bir çöp arabası olmaz. | Open Subtitles | لا يوجد العديد من أطفال الضواحي متعفنين في شاحنات القمامة |
Banliyöde küçük bir ev, beyaz parmaklıklı bir bahçe... belki bir köpek ve 2,4 çocuk. | Open Subtitles | منزلاً صغيراً في الضواحي معسياجوتديأبيض.. |
Karım tekrar evlendi, Banliyöde yaşıyor. | Open Subtitles | هذه هي المهمة التي رحلت من أجلها، لقد تزوجت زوجتي مجدداً، و هي تعيش الآن في الضواحي |
Kramer'in Banliyöde çocuk bakıcılığı işi sırasında gasp edildiğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أن كرايمر تعرّض للنهب في الضواحي أثناء قيامه بمجالسة طفل. |
Ve şimdi son olarak banliyö modeliyle inşa edilmiş bunun gibi gecekondu evlerindesiniz. | TED | ثم أخيرا لدينا منازل عشوائية كهذه، وهي مبنية على طراز الضواحي. |
Eve gece yarısından sonra Osrkreuz'dan Neukolln'e banliyö trenine binerek döndüm. | Open Subtitles | عدت لمنزلي بعد منتصف الليل وقد استقليت قطار الضواحي من أوسكرايتز إلى نويكون |
Bak, senin tüm istediğin, hoş, masum bir banliyö kızı. | Open Subtitles | اسمع هل كل ماتريد ان تحصل علي بنت لطيفه و بريئه من الضواحي |
Tamam, o zaman bize bu işi Varoşlarda nasıl yaptığından bahset. | Open Subtitles | حسناً , هيا أخبرني بكل الإثارة التي حظيت بها في الضواحي |
Eğer onları yarın sabaha kadar bulamazsanız Varoşlarda devriye gezmeye hazırlıklı olun. | Open Subtitles | اذا لم تجدوهم صباحاً , فاستعدوا للعمل في الضواحي ? |
Evet, bir kadın türü vardır ki, sadece banliyölerde görebilirsiniz. | Open Subtitles | .. نعم، ثمّة نوع معيّن من النساء لا تراهنّ فقط سوى في الضواحي .. |
Banliyöler o kadar homojen olurlar ki ergenler tahmin edilebilir ve düzenli bir şekilde isyan ederler: | Open Subtitles | لأن سكان الضواحي متجانسون مع بعضهم, فإن المراهقون كانوا ينون التمرد بطرق منتظمة و معروفة |
Nişanlısı banliyöden bir züppe. Eğer hapse girersem düğünü iptal eder. | Open Subtitles | خطيبها هو شخص مرموق من الضواحي, إن ذهبت للسجن, فلن يكون هناك زواج |
Bu olayda, yatağında pompalı tüfekle vurulmuş varoş bir ev kadınının aralarında bulunduğu mâlikane sakini üç zenginden söz ediyoruz. | Open Subtitles | هؤلاء ثلاثة أشخاص أغنياء بيض قتلوا في منزلهم بما في ذلك ربة المنزل من الضواحي المقتوله في سريرها بعيار ناري |
kenar mahalle sakinlerine bulaşmayın. Çünkü artık bunlara sabrımız kalmadı. | Open Subtitles | لا تعبثوا مع سكّان الضواحي لأننا بصراحة لن نحتمل ذلك |
İlave edilen her kenar semt için, kenar semtten şehir merkezine kadar bütün yol boyunca çalışan başka bir otobüs güzergahı eklenmiştir. | TED | تم إضافة مسار حافلة آخر من الضواحي مرورا إلى مركز المدينة |
- Bir anda tek eşi olup banliyöye taşınacak değilsin yani. | Open Subtitles | ومن ثم تنتقل لتعيش في الضواحي. كلا، من ثم أنا أحبه.. |
Çelik fabrikalarının kapanışına ve beyazların banliyölere göçüne tanık oldu. | TED | راقبت عن قرب مصانع الفولاذ وهجرة البيض نحو الضواحي لتطويرها، |
Berlindeki varoşlar hakkında konuşmuyorum, Hayal et! | Open Subtitles | لا أتحدث كثيرا عن برلين في الضواحي لا يمكن أن تتخيل ذلك |
1987 varoşlardan bir genç öldürülüp, zaman kapsülünün içine tıkılıyor. | Open Subtitles | بعام 1987 ، قتل فتىً من الضواحي ووضع في كبسولة زمنيّة |
Ben seni sadece evlerin içini dekore eden biri olarak görmüyorum. Sen banliyölerdeki küçük evlerin dışında malikaneleri ve otelleri de dekore edebilecek yeteneğe sahipsin. | Open Subtitles | لأني أرى فيك أكثر من مجرد مصممة لشقة في الضواحي |
Beni ucuza getirme, Kenar mahallelerde ücretin 15 dolar civarında olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا تكوني رخيصة معي أعلم أن هذا يكلف 15 دولار في الضواحي |