"الضُباط" - ترجمة من عربي إلى تركي

• gardiyanlar
• Gardiyanlara
• gardiyanların
• Aynasızlar
• memurların
• Subayların
• memurlarını
• gardiyanlari

Memur Rivera'ya yaptıkları yüzünden... tecritteki gardiyanlar onu aç bırakıyorlar.
بسببِ ما فَعلهُ للضابط رفيرا الضُباط في الانفرادي يُحاولونَ تَجويعَهُ

Buradaki varlığınız gardiyanlar ve mahkûmlar arasındaki stresi bir nebze hafifletecektir, ve güvenliği artıracaktır.
سيُساعدُ ظهورُكُم هنا في التخفيف من التوتُر بينَ الضُباط و السُجناء و يُساهمُ في زيادَة السلامَة للجميع

Ayrıca neden gardiyanlar beni dinlesinler ki?
بالإضافَة، لماذا سيُصدقُني الضُباط الآن؟

Kosygin'in pislik yaptığını Gardiyanlara duyurdun.
أن تَدَعَ الضُباط يعرفونَ أنكَ تَعرِف أن كوسيغين هوَ الفاعِل

gardiyanların suçlayamayacağı birisini bulup yaptıracağım.
سأجدُ من يفعلُ ذلك بحيثُ لا يلومهُ الضُباط

Ayrıca şimdi ölecek olursa, Aynasızlar peşimize düşerler.
بالإضافةِ لذلك، لو أنهُ ماتَ الآن، سينالُ مِنا الضُباط

Buradaki memurların yarısıyla yattı.
إذاً هي تُمارسُ الجِنس معَ نِصفِ الضُباط في هذا المكان

Subayların yemeği için bana yerinde bir masa teklif etmiştin.
عشاء الضُباط عرضتَ عليّ مكانكَ على الطاولة

- Nazi memurlarını bitler katletmiyor.
الفئران لا تغتال الضُباط النازيين

Dostum Querns Em City'deki bütün gardiyanlari kendi seçtikleriyle degistiriyor.
صَديقي كورينز، يَستَبدِلُ كُل الضُباط في مَدينَة الزُمُرُد بأشخاصٍ مِن اختيارِه

Ayrıca diğer gardiyanlar bundan hoşlanmayacaklardır.
بالإضافةِ، أنَ بقيَة الضُباط لَن يُعجبهُم ذلك

O bir gardiyan. Diğer gardiyanlar da, beni beslemeyi unuttular.
إنهُ ضابط، لِذا يَنسى الضُباط الآخَرين إطعامي

Bu birimin tek iyi tarafı... gardiyanlar zaten öldüğümüzü düşündükleri için, istediğimizi yapmamıza göz yumuyorlar.
الشيء الوَحيد الجيد في وجودي في هذه الوَحدة أن الضُباط يَعتقدونَ أننا كُلنا سنموت قريباً. لذلكَ يَدَعوننا و شَأننا

Bu yeni bıçak geçirmez yeleklerle, buradaki ve eyaletin her yerindeki gardiyanlar en iyi korumaya sahip olacaklar.
معَ هذه السُترات الواقيَة مِن الطَعن، الضُباط هُنا و في أرجاء الوِلايَة، سينالونَ أفضَل حِمايَة

Sikinti su, kimi gardiyanlar Murphy'e sadiklar.
لكِّنَ المُشكِلَة أن بَعضَ الضُباط مُوالين لميرفي

Lanet gardiyanlar, burada beklememi söylediler ve burada bekliyorum, ama bir bok olmuyor.
تَعلَم، الضُباط الحُقراء أخبَروني أن أنتَظِرَ هُنا و أنا أنتَظِرُ هُنا و لا أعرِفُ شيئاً

Hepimiz Gardiyanlara yönelen saldırıların arttığını biliyoruz.
حسناً، كُلُنا يَعرِف أن الهجمات على الضُباط تَتزايَد

Gardiyanlara söylememe rağmen beni işe verdiler, numara yaptığımı düşünüyorlardı, ama yapmıyordum.
أخبرتُ الضُباط المسؤولين و أعادوني للعمَل مُجدداً لأنهُم ظنوا أني أختلقُ ذلك، و لكني لستُ كذلك

Ve yaparken, gardiyanların odasındaki TV'yi duyabiliyordum.
و بينما كانَ يُمارسُ معي، كانَ بإمكاني سماعُ التلفاز في مكتَب الضُباط

Siz gardiyanların ödlekler olduğunuzu anlatıp duruyor.
و يتكلّم دائماً كم أنَ الضُباط جُبناء

Aynasızlar her an buraya gelebilirler, kıçımı dövecekler!
و سيكون الضُباط هُنا في ثواني و يضربوني.

Yaralı memurların ve Diane Wittlesey'in bırakılmasını görüşmek için Em City'e gönüllü olarak girdin.
ذهبتَ طوعياً إلى مدينة الزُمُرُد لتُفاوضَ إطلاقَ سَراح الضُباط المُصابين و ديان ويتلسي

Subayların önünde onu küçük düşürmeye çalıştın.
. أنت تقوم بالتفاوض معها أمام الضُباط

"Başbakanım, bu karakolda sırf görevlerini yaptılar diye polis memurlarını terfi ettirmeyiz."
،سيدي رئيس الوزراء، في مركز الشرطة هذا" ".لا نمنح الضُباط ترقية فقط لأنهم قاموا بعملهم

Görünüse göre Müdür, Querns konusunda endiseli, bütün siyah gardiyanlari Em City'ye topladi.
على ما يَبدو أنَ الآمِرَ في وَضعٍ حَرِج بما أن كورينز لَدَيهِ كُل الضُباط السود في مَدينَة الزُمُرُد