Aşağıda senin iki katın hakka sahip ölü bir üniversite öğrencisi var. | Open Subtitles | لدي ولد ميت من الكلية في الطابق السفلي لديه ضعف الحقوق مثلك |
Çünkü şu an Aşağıda kafası dağıtılmış bir çocuk var. | Open Subtitles | لأن الآن لدي طفل في الطابق السفلي مع رأسه المحطّم |
Bir keresinde Dr. Cardin'in de bu soruyu Bayan Wright'a sorduğunu duymuştum alt katta... | Open Subtitles | لقد سمعته يسألها ذلك مرة في الطابق السفلي |
Evlerine altı sene önce gittiğim zaman, kapıya doğru yürüdüm, mutfak masasında yaklaşık 25 kişi, ve Aşağıda bodrumda uyuyan bir grup daha vardı. | TED | عنما ذهبت إلى منزلهم منذ ست سنوات، دخلت إلى المنزل، كان هناك ما يقارب 25 طاولة مطبخ، مجموعة نائمة تحت الدرج في الطابق السفلي. |
Bayan Kelzick hemen aşağı katta, bir telefon etmeniz yeterli. | Open Subtitles | سيدة كالزيك انه في الطابق السفلي على بعد مكالمة هاتفية |
Aşağıya inip de yeni arabama bakmanın nesi zor bu kadar? | Open Subtitles | انة صعبُ جداً حول الذِهاب الي الطابق السفلي لخُرُوج عجلاتي الجديدة؟ |
Aşağıdaki çocuklar 5 Numara'yı yüksek bir güç geriliminin çarptığını söylüyor. | Open Subtitles | الرجال في الطابق السفلي ويقولون أن رقم 5 اصيب بطاقة هاثلة نتيجة الصاعقة. |
Tamam, hadi gidelim. Seni alt kata götüreceğim. | Open Subtitles | هيا نذهب , في أحسن الأحوال سأخذكي إلى الطابق السفلي |
Tüm o mükemmel Noel dekorasyonlarını depoladıkları Bodrum katına indi. | Open Subtitles | ذهب إلى الطابق السفلي حيث يخزّنون كلّ تزيينات عيد الميلاد |
Başkanlık Sarayı personeli ve zirveye katılacak diğer memurlar Aşağıda olacak. | Open Subtitles | طاقم البيت الأزرق و المشاركين في القمة سيتواجدون في الطابق السفلي |
Joanna geldi. Annen herkesi Aşağıda istiyor. Hadi bakalım, yürüyün. | Open Subtitles | جوانا عادت, امك تريدكم ان تنزلوا جميعا الى الطابق السفلي |
Hey, dostum. Pardon, ben Aşağıda çalışıyordum Sorun değil dostum. | Open Subtitles | مرحباً يا رجل، آسف، لقد كنت أعمل في الطابق السفلي. |
Maria, Kuka'nın kız kardeşi Onu gördüm, O da burada, Aşağıda.. | Open Subtitles | ماريا، شقيقة كوكا، وقالت انها هنا، رأيتها. انها في الطابق السفلي. |
Bu bahçeyi tasarlarken New York Restorastasyon proje ofisine gittim ve Aşağıda tanıdık bir isimle karşılaştım. | TED | وفي الطريق لتصميم هذه الحديقة، ذهبتُ إلى مكتب مشروع ترميم نيويورك، ولاحظت اسمًا مألوفًا على باب الطابق السفلي. |
alt katta dünyanın sonunu öngörmüştün. Şimdiyse gelecek hakkında konuşuyorsun. | Open Subtitles | في الطابق السفلي كنت تتنبأ بنهاية العالم. |
Dedektif Daniels, beni alt katta bulun. | Open Subtitles | المحقق دانيلز، إذا أمكن أن تقابليني في الطابق السفلي |
bodrumda, Ebu Garip ek binası gibi bir şey olan bir oda aldık. | TED | لهذا أخذنا غرفة في الطابق السفلي التي كانت تستخدم كنوع من مرفق من مرافق سجن أبو غريب. |
aşağı gidebilirsin sen şimdi, Maureen, su kaynat benim için, lütfen. | Open Subtitles | يمكنك الذهاب الى الطابق السفلي مورين.. من فضلك اغلي بعض الماء |
- Hiçbir fikrim yok ama hadi, acilen Aşağıya inmeliyiz. Gidelim. | Open Subtitles | ليست لديّ فكرة، لكن هيّا، يجب أن نكون في الطابق السفلي. |
Biz Aşağıdaki itler gibi değiliz. | Open Subtitles | نحن لسنا مثل هؤلاء الحمقى في الطابق السفلي. |
Seni ve eşini hemen alt kata istiyorum | Open Subtitles | أريدك أن تأتي أنت و زوجتك إلى الطابق السفلي الآن |
Bodrum katında tahnit odası var. Kabul salonu ve ofisler ilk katta. | Open Subtitles | لديها غرفة تحنيط في الطابق السفلي وغرف المشاهدة والمكتب في الطابق الأوّل |
Ona, alt kattaki ,daha önce çok amaçlı duş olan tuvaletlerin arasındaki depoda dans ediyor olacağımı ve bana katılması gerektiğini söyle. | Open Subtitles | قولي له أني سأذهب للرقص في الطابق السفلي في حجرة التخزين بين الحمام الذي كان مكان للاستحمام، و يجب عليه مقابلتي هناك. |
Hayır, Alt kat gelecek hafta hazır olacak. - Sorun olmaz. | Open Subtitles | كلا، الطابق السفلي سينتهي الأسبوع المُقبل، سنكون بخير |
Ben de buraya geldim işte. Anahtarı Aşağıdan aldım. | Open Subtitles | لذا جئت هنا أخذت المفتاح من الطابق السفلي |
Üst kat onlarda kalır ve ben de sana alt katı satabilirim. | Open Subtitles | يكون الطابق العلوي لهم ، وأتمكن أنا من بيع الطابق السفلي خاصتي |
Alkolik anne-Babasının bodrumunda yaşıyordu. Elektrikli ısıtıcının üstüne bir şey işemiş. | Open Subtitles | انه يعيش في الطابق السفلي عند والديه السكاري حيث تبول شيء على الموقد |
Spagetti konservelerini depolamamıza ya da Bodruma gitmemize gerek yok. | TED | ليس علينا إكتناز علب السباغيتي أو الاحتماء في الطابق السفلي. |
İki ve Yedi, birinci katı arayın. Sekiz, sen de bodrumu ara. | Open Subtitles | الرقم أثنان وسبعة إبحثوا في الطابق الأولى الرقم ثمانية في الطابق السفلي |