Güneş demokrasisine inanıyorum: Herkes, her yer için güneş enerjisi. | TED | أؤمن بدمقراطية الطاقة الشمسية: الطاقة الشمسية للجميع، في كل مكان. |
Isolus kozalarını savura, bir güneş enerjisi gelgit dalyası yaratmış olmalı. | Open Subtitles | احدث موجة مدية من الطاقة الشمسية تسببت في بعثرة قرون الآيسولوس |
Burada güneş enerjisi üretip bunu yüksek nüfuslu şehirlere taşıyabilirsin. | Open Subtitles | لإنتاج الطاقة الشمسية ونقلها إلى حيث يتجمع سكان الولايات المتحدة |
Eğer nükleeri tercih ederseniz, büyük bir azalma elde edersiniz, ama rüzgar ve(ya) konsantre güneş enerjisiyle olacağı kadar değil. | TED | إذا ذهبت الى النووية، فستحصل على إنخفاض كبير لكنه ليس كبيراً كما هو الحال مع الرياح أو الطاقة الشمسية المكثفة. |
Çünkü güneş enerjisini oldukça öngörülemez yapan bir etken var: Bulut örtüsü. | TED | لأنه هناك عامل واحد يجعل الطاقة الشمسية صعبة التنبؤ بها: تغطية السحاب. |
Ve tam olarak aynı yöntemle, ağ rüzgar ve güneş enerjisinin tahmin edilebilir varyasyonlarıyla başa çıkabilir. | TED | و تنفس الطريقة تحديداً بإمكان الشبكة أن تتعامل مع تقلبات .الطاقة الشمسية القابلة للتنبؤ |
güneş panelleri ve yönetmeliklere vergi koyma teşebbüsünde | TED | لقد جندوها في هذا الجهد لوضع ضريبة على أنطمة وألواح الطاقة الشمسية. |
Ve üçüncü olarak, fosil yakıtları kullanan bir ekonomiden güneş enerjisi ekonomisine geçiş yapılmalıdır. | TED | والثالث .. التحول من إقتصاد الوقود الاحفوري الى إقتصاد الطاقة الشمسية |
Aralarda Yoğunlaştırılmış güneş enerjisi santralleri bulunmaktadır. | TED | والتي يتم ايضاً على موازاتها توليد الطاقة الشمسية .. وانبات النبات |
güneş enerjisi hakkında tanıdığım herkesten daha fazla bilgisi olduğunu garanti ederim. | TED | ولكنه يعرف عن الطاقة الشمسية أكثر من أي أحد في أي مكان في العالم وأنا أضمن ذلك |
Aslında güneş enerjisi modüllerinin masrafları listenin en alt kısmına düştü. | TED | في الواقع,انخفضت تكاليف وحدة الطاقة الشمسية هذه حتى وصلت إلى أسفل الرسم البياني. |
Ve şu an Almanya'da Amerika'nın çelik işçisinden çok güneş enerjisi çalışanı var. | TED | والآن لدى ألمانيا الكثير من العمّال في الطاقة الشمسية .و لم يعد هناك الكثير من عمال الحديد في أمريكا |
Şimdi güneş enerjisi bakalım. | TED | التالي، دعونا نلقي نظرة على الطاقة الشمسية |
Toplanan güneş enerjisi konusunda cömert olursak metrekare başına 20 vat verebileceğini düşünmek gayet inandırıcı olur. | TED | وإذا كنا كراماً بخصوص الطاقة الشمسية أعتقد أن أفضل ناتج ممكن أن يصل لـ20 واط |
Elektrik kaynağı sıkıntısı güneş enerjisi kullanılarak çözüldü. | TED | مشكل الطاقة الكهربائية تم تجاوزه بتسخير الطاقة الشمسية. |
Bütün fabrikayı güneş enerjisiyle besleyen bir Solar yönlendirici o. | Open Subtitles | إنه جهاز توجيه للطاقة الشمسية يمنح الطاقة الشمسية للمصنع بأكمله |
Yapılar sürekli inşa ediliyor, çözünüyor, geri dönüştürülüyorlar ve bunların hepsi güneş enerjisiyle oluyor. | TED | الكيانات تبنى باستمرار، يتم تحليلها ويعاد تدويرها، وكل ذلك يعمل على الطاقة الشمسية. |
Karbonu ve depolanmış güneş enerjisini yanlarında götürürler ve oksijieni atmosfere geri bırakırlar. | Open Subtitles | يحدثُ شيئان تأخذ الكربون و تُخزِّن الطاقة الشمسية فيها و تترك الأكسجين خلفها |
EM: Aslında, ben güneş enerjisinin doğal gaz dahil her şeyi parmağını kıpırdatmadan yeneceğine eminim. | TED | أ م: في الحقيقة أنا واثقٌ أن الطاقة الشمسية ستتغلب على جميع الطاقات بما فيها الغاز الطبيعي. |
Çatı güneş panelleri onuncu sırada. | TED | تأتي أسطح الطاقة الشمسية في المرتبة العاشرة. |
güneş enerjili saatler projesinden yıllar sonra, tanıdığım genç bir kadın bir öneride bulundu; belki seks beş duyu sayesinde çok iyidir. | TED | بعد عدة سنوات من مشروع ساعات الطاقة الشمسية, قالت شابة أعرفها أنه ربما يكون الجنس أمر جيد بسبب الحواس الخمسة. |
güneş ve rüzgar enerjisinde büyük bir ilerleme var mı? | Open Subtitles | الاعتماد على الطاقة الشمسية وطاقة الرياح أهذه هي الخطوة المقبلة؟ |