Hristiyanlarla birlikte olmanın tek yolu bu. | Open Subtitles | إنّها الطريقة الوحيّدة التي يفكر بها المسيحيين. |
Zirveyi yapabilmemizin tek yolu dostum, birlikte hareket etmektir. | Open Subtitles | الطريقة الوحيّدة لنصل إلى القمة، يارفاق هي أن نعمل سوياً |
Onu takip ettin. Onları güvende tutabilmemin tek yolu buydu. | Open Subtitles | تلك الطريقة الوحيّدة لحفظ أمنهم. |
- Testi geçmenin tek yolu geri dönmek. | Open Subtitles | الطريقة الوحيّدة لتجاوز هذا، هي العودة. |
Rekabeti yenmenin tek yolu bu değil mi? | Open Subtitles | الطريقة الوحيّدة لهزيمة المنافس، صحيح؟ |
Keako Amcayı hapse girmekten korumanın tek yolu buydu. | Open Subtitles | إنّها الطريقة الوحيّدة لإبعاد العمّ (كيكو) عن السجن |
- Haklısın. - Ama bu Skynet'i hepten durdurmanın tek yolu. | Open Subtitles | ـ أنتِ محقة ـ لكن هذه الطريقة الوحيّدة لردع (سكاي نت) للأبد |
O değil. Bu işi bitirmenin tek yolu sen ve ben Lane, yüz yüze. | Open Subtitles | الطريقة الوحيّدة لإنهاء هذا هو أنا وأنت يا (لين)، وجهاً لوجه. |