Hafızam beni yanıltmıyorsa, ...Galaksilerin Spektral Evrimi sınavın vardı bugün. | Open Subtitles | إذا لم تخنّي الذاكرة لديكِ امتحان اليوم التطور الطيفي للمجرات |
Arka plan ışıması sadece normal Spektral analiz altında görülebilmek için fazla durağan. | TED | إشعاع الخلفية بكل بساطة ثابت جدا لنكون قادرين على أن نرى في إطار التحليل الطيفي العادي. |
Demans ve diyabet sesimizdeki Spektral renklenmeyi değiştirebilir. | TED | ففقدان الذاكرة والسكري يحدثان تغييرا في التلوّن الطيفي لأصواتنا. |
İlanını gördüğümde sıkıcı bir atomik spektroskopi seminerindeydim ve gecemi kurtardı denebilir. | Open Subtitles | كنت عالقة بندوة مملة عن التحليل الطيفي الذري عندما شاهدت إعلانك، وأنقذني من ذلك الملل |
- Transit spektroskopi. | Open Subtitles | -التحليل الطيفي |
Yatağın veya izleme ekipmanının parçası olabileceğini düşündük ama kütle spektrometresi selüloit plastik olduğunu belirledi. | Open Subtitles | ظننا بالبداية أنه قد يكون جزءاً من الفراش أو آلة المراقبة ولكن جهاز التحليل الطيفي أفاد بأنه مصنوع من البلاستيك |
Kristen'ın kaburga kemiğinden çıkardığımız parçanın GC kütle spektrometresi analizleri. | Open Subtitles | التحليل من المعيار الطيفي حول الشظيّة التي أخرجناها من ضلع (كريستين) |
Kendisi, tek molekül spektroskopisi alanındaki çalışmamın doğal bir mirasçısı olamayacağını garantilemek üzere. | Open Subtitles | الذي متأكد من أن عملي في التحليل الطيفي للجزيء لن يكون له وريث طبيعي |
Kabaca fikir edinmek için dokuları yansıtıcı spektroskopiye maruz bırakacağım... | Open Subtitles | أنا سَأُخضعُ النسيجَ إلى الإنعكاس الطيفي |
Spektral görüntü karşılaştırma aleti bize burada ne yazdığını gösterebilir. | Open Subtitles | مُقارنة الفيديو الطيفي سيكون قادراً على إخبارنا بما كان موجوداً هنا. |
Ama bunların hiçbiri Spektral görüntülemede gözükmedi. | Open Subtitles | لكن لا شيء من هذا كان واضحًا مع التصوير الطيفي |
27 Mart, Galaksilerin Spektral Evrimi. | Open Subtitles | في السابع والعشرون من آذار / مارس التطور الطيفي للمجرات |
Mahkeme, görünmez hayaletlerin kızlara dokunduğu zaman çıldırdığı “Spektral kanıt” da dahil olmak üzere her türlü şüpheli kanıtı kabul etti. | TED | قبلت المحكمة بأي نوع من الأدلة الظرفية، حتى ما كان يدعى "الدليل الطيفي" حيث بدأت الفتيات بالهذيان حين تمسهم الأشباح غير المرئية حسب زعمهم. |
ve dönemin sonlarına doğru kimyasal çözümleme yöntemleri mantık dersleri, nükleer manyetik rezonans spektroskopisi ile boğuşurken bir de dans koreografisi hazırlıyor, ışıklandırma ve dizayn işleriyle ilgileniyor, | TED | ووجدت نفسي، في الربع الأخير أشعوذ عمليات فصل الهندسة الكيمائية ، دروس المنطق، والتحليل الطيفي بالرنين المغناطيسي النووي، وأيضاً أقوم بإنتاج وتصميم رقصات، وتوجب عليّ فعل عمل الإضاءة |
Kızılötesi spektroskopiye göre mısır nişastası. | Open Subtitles | تحليل الأشعة تحت الحمراء حددت ذلك عن طريق التحليل الطيفي و اتضح أنه (دقيق ذرة) |