Favorilerimden bir tanesi, "geyik boğazımı çiğnerken basın mahremiyetimi çiğnedi." | TED | والعنوان المفضّل لدي كان: "الظبي سحق حلقي، والصحافةُ سحقت خصوصيّتي" |
Ama canlı hayvan karşısında geyik ateşine yakalanırlar. | Open Subtitles | إذا رسمت لهم حيواناً حي , يصابون بحمى الظبي |
hızlı Hintlilerden farklı olarak kovboylar sadece antilop dilini kullanırlar | Open Subtitles | ولكن بخلاف الهنود الأكفاء، إستعمل رعاة البقر لسان الظبي وألقوا بقية الأشياء |
antilop aşırı yorgun, ama henüz ölmedi. Ne zaman saldıracaklarını ancak tecrübe belirleyebilir. | Open Subtitles | استنفذ الظبي الإفريقي قواه , لكنه لم يكن ميتا بعد وتدلهم خبرتهم بالوقت المناسب لتنفيذ ضربتهم |
Ve eğer başarılı olur ve geyiği avlarsa bunun hayatındaki en büyük heyecan olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | وإذا ما نال هدفه، واصطاد الظبي يقول بأنه في أسعد لحظات حياته |
Tıpkı aslanların dikkatsiz Antiloplar aradığı gibi. | Open Subtitles | لآخر بحثاً عن الموزعين الضعفاء مثل الأسود التي تبحث عن الظبي الضعيف |
- Arabam garajda stop etti. geyiğin kasaba taşınması lazım. | Open Subtitles | سيارتي ذهبت للجراج، أحتاجكم لحمل هذا الظبي الى الجزار |
Duvardaki ölü geyik başıyla ve hint örtüsüyle ne işi var? | Open Subtitles | ماذا بشأن رأس الظبي الميت و البطاطين الهندية. |
Eve yürüyerek geldim. Gecenin bu saatinde sokak bir sürü aç geyik var. | Open Subtitles | واجهت الكثير من الظبي الجائع في هذا الوقت من الليل |
Erkek geyik tören gereği boynuzlarını göstermek için öne çıksın... | Open Subtitles | أنا الان أود أن أسأل الظبي ان يتقدم لعرض القرون الرسمي |
Sadece balık, tavuk, hamburger, Cuma günleri dana geyik, ama mevsimiyse ve gerekirse, tüm etlerin en tatlısı: | Open Subtitles | عدا: السمك، الدجاج، الهمبرقر، العجل أيام الجمعة الظبي فقط في موسم صيده وإذا تطلب الأمر، أحلى لحم في الوجود: |
geyik, bizi düşündüğümüzden daha uzaklara getirdi. Burası Brennidon, sanırım. | Open Subtitles | -لقد قادنا الظبي إلى أبعد مما ظننت، تلك (برينيدون) أعتقد |
Yaprak ve gövdeler de büyük antilop sürüleri tarafından koparılır. | Open Subtitles | والأوراق والجذوع المَقْصُوصة بالقطعانِ العظيمةِ مِنْ الظبي. |
Küçük antilop beneklenmesini engellemek için çevreyle olan kamuflajına güvenerek hala oturuyor, fakat bu boşlukta kamuflaj anlamsız. | Open Subtitles | يعتمد الظبي الصّخري على الامتزاج بالبيئة المحيطة ويسكُن ليتفادى رصده لكن في هذا العراء، لا يُجدي تمويهه |
Gisani, tek bir aslanın bir antilop getirdiğini ancak ondan iki tanesinin beslendiğini açıkladı. | Open Subtitles | جيساني شرح ان اسد وحيد إصطاد هذا الظبي لكن أسدان أكلا منه |
Hamster'in bir antilop veya bir çita'dan farklı olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | لكن بعد ذلك أدركت أن الهامستر لا يختلف عن الظبي أَو الفهد |
Bir keresinde sözde Colorado'ya Kanada geyiği avlamaya gittiğinde, Manhattan'da bir striptiz kulübünde ona rastladım. | Open Subtitles | في احدى المرات ذهبت اليه الى مونتانا في نادي للتعري حينما كان يفترض ان يكون يصطاد الظبي في كولورادو. |
Bana yardım edin. geyiği kasaba taşıyın. | Open Subtitles | يمكنني أن أستفيد من خدماتكم في حمل حمل "الظبي" إلى الجزار |
Siz olmasaydınız o geyiği öldürmezdim. | Open Subtitles | لو لم يكن بسببك "لم أكن ساقتل هذا "الظبي |
Develer, neredeyse Antiloplar kadar çöle adapteler. | Open Subtitles | لقد تكيف الجمل جيدا مع الصحراء , مثل الظبي |
Sonra evli kaldığımız iki sene boyunca, ne zaman çalışma odasına girsem, o geyiğin lanet gözlerine bakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لمدة زواجنا الذي امتد عامين، في كل مرةٍ أدخل إلى الوكر كنت أُحدّق بعيني الظبي. |
Hınçlarını, şu geyikten çıkarsınlar! | Open Subtitles | ليصبا غضبهما على الظبي |