Doğru şartlar altında, kesinlikle biraz eğilir. | Open Subtitles | تحت الظروف المناسبة بالطبع يمكننى احتساء بعض الكؤوس |
Doğru şartlar altında ve yeterince zamanla, ...minnettarlık, tapınmaya dönüşebilir. | Open Subtitles | في ظل الظروف المناسبة و مع ما يكفي من الوقت الإمتنان يمكن أن يتحول إلى عبادة |
Doğru şartlar altında kardeşinin gücü bin kat misline çıkabilir. | Open Subtitles | في الظروف المناسبة ، فيمكن أن تتضاعف قوة اخيك آلف ضعف |
Ve uygun şartlar sağlandığında, bunu hâlâ yapabilirler. | Open Subtitles | والتي كانت تهيئ الظروف المناسبة, وما زالت تفعل |
Herkes uygun şartlar altında her şeyi yapar. | Open Subtitles | يمكن لأيّ شخص فعل أيّ شيء تحت الظروف المناسبة. |
Onları göremesek de küf sporları, etrafımızdaki bütün yüzeylerde hareketsizce bekleyerek, saldırmak için doğru şartların oluşmasını beklemektedirler. | Open Subtitles | بالرغم من أنّنا لا نستطيع رؤيتهم جراثيم العَفَن على كلّ السطوح حولنا، ساكنة تنتظر وقتها لتوافر الظروف المناسبة للهجوم. |
Yüksek miktarda nem doğru şartların oluşmasını sağlar. | Open Subtitles | الرطوبة العالية توفر الظروف المناسبة. |
Uygun koşullar altında, onlar bir kızın en iyi arkadaşı olabilir. | Open Subtitles | في الظروف المناسبة قد تكون أفضل صديق للفتاة |
Teoride ve Doğru şartlar altında öyle ama bunlar kesinlikle öyle değil. | Open Subtitles | نظرياً، في ظل الظروف المناسبة ولكن هذه ليست هي على الإطلاق |
Doğru şartlar altında belki de o dünyayı değiştirir. | Open Subtitles | في ظل الظروف المناسبة ربما يأتي من سيغيّر العالم |
Doğru şartlar sunulduğunda insanların neler yapabileceğine şaşırırsın. | Open Subtitles | ستندهشين ممّا يمكن للناس فعله عندما تفرض الظروف المناسبة نفسها |
Ses dalgası yansıtıcılardan birine temas ettiğinde yönü değiştiriliyor. Doğru şartlar altında dalgayı güçlendiriyor. | Open Subtitles | عندما تصل موجات الصوت للعواكس فإنها ترتد في الظروف المناسبة وتتضخم |
Bu da yaşamın, Doğru şartlar oluşursa kaçınılmaz olduğunun bir parça kanıtı olarak öne sürülüyor. | Open Subtitles | لذا أُخذَ ذلك على أنه جزء من دليل يقترح أن الحياة حتمية حين تُمنح الظروف المناسبة. |
Beş yüz elli milyon yıl önce Doğru şartlar oluştuktan sonra en azından Dünya'da kambriyen patlaması yaşandı. | Open Subtitles | إذا بمنح الظروف المناسبة قبل 550 مليون سنة على الأقل هنا على الأرض |
Herkes uygun şartlar altında her şeyi yapar. | Open Subtitles | يمكن لأيّ شخص فعل أيّ شيء تحت الظروف المناسبة. |
Söz konusu koşullar oluştuğunda, herkes bu cinayeti işleyebilir. | Open Subtitles | ,أي شخص قادر على القتل تحت الظروف المناسبة |
Davina ölü olduğundan bazı koşullar yerine gelmeden hayata dönemez. | Open Subtitles | و(دافينا) ميّتة، لكن يمكن أن تعود تحت الظروف المناسبة. |