Kendimizi altıncı aile gibi hissederdik. | Open Subtitles | إعتقدنَا بأنّنا كُنّا مثل العائلةِ السادسةِ. |
Ben olmadan bu aile nasıl tam olabilir ki? | Open Subtitles | كَيْفَ هذه العائلةِ تَكُونُ كاملةَ بدوني؟ |
Sadece... bu ailenin ekmek parasını ben kazanıyorum, sen benim hanımımsın ve yerin de evin. | Open Subtitles | أَنا رجل هذه العائلةِ , و أنت سيدتَي، ومكانكَ البيت |
Biliyor musun bilmem, burada ailenin kalanıyla berabersin. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ إذا تَعْرفُه أَو لَا، لَكنَّك هنا مع بقية العائلةِ. |
Bir aileye bir polis yetmez mi sence ha? | Open Subtitles | أخيراً، الا تعتقدي بان شرطي واحد في هذه العائلةِ كافي؟ |
Bence aileden biri onu buraya koyup çöp toplama gününe kadar bekledi. | Open Subtitles | أُفكّرُ شخص ما في هذه العائلةِ لَصقَها هنا، إنتظرَ حتى يومِ نفاياتِ. |
Galiba onun ailede huzuru sağlama yöntemi de buydu. | Open Subtitles | أَفترضُ ذلك كَانَ جزءَ خطتِه لإبْقاء الإنسجامِ في العائلةِ. |
Ben bu aileyi düzeltmek isteyen evli bir adamım. | Open Subtitles | أَنا رجل متزوج الذي يُريدُ التَثبيت هذه العائلةِ. |
Ama biz büyük bir aile değiliz. | Open Subtitles | لَكنَّنا ليس لدينا مثل هذا العائلةِ الكبيرةِ |
Ayrıca babanın aile dışında başkalarıyla iş yapmadığını da biliyoruz. | Open Subtitles | أنا أَسمعُ. ونَعْرفُ أيضاً بأنّ والدك لا يَعْملُ مَع أي أحد من خارج العائلةِ. |
Çok şanslısın tüm gezegenlerde istenebilecek her şeye sahip olduğun halde tüm yaptığın, bu aile hakkında şikâyet etmek. | Open Subtitles | أنتِ محظوظة جداً لديكِ كُلّ شيءُ في العوالمِ ما يمكن ان تتمنيه وكُلّ ما تفعليه هو التذمر من هذه العائلةِ |
ailenin bir ferdi olsun ona şefkat göstersin. | Open Subtitles | على الأقل أحدنا في هذه العائلةِ يُمْكِنُ أَنْ يُشوّفَه شفقةَ. |
Böyle soylu bir ailenin gelini olmak büyük talih. | Open Subtitles | أنتي محظوظة للزَواج إلى مثل هذا العائلةِ النبيلةِ. |
Sanırım bu ailenin biraz, yalnız kalmaya ihtiyacı var. | Open Subtitles | أعتقد ان هذه العائلةِ بحاجه للبقاء بمفردهم لفترة ما |
Sam'le Michael'ı aileye katabilirsem... asla hayır diyemeyecektin. | Open Subtitles | لو أمْكِننُي ضم سام ومايكل إلى العائلةِ لم يكن هناك طريقَ يُمْكِنُ أَنْ تَقُولَي لا |
Soylu bir aileye gelin olduğun için şanslısın. | Open Subtitles | أنتي محظوظة للزَواج إلى مثل هذا العائلةِ النبيلةِ. |
Bu yüzden izin ver de, Patronumuzu öldüren aileye katılayım. Lütfen, kardeşim? | Open Subtitles | تَركَني أَنضمُّ إلى العائلةِ التي قَـتـلَت رئـيسَـنــا |
Kendimi aileden hissetmeye başlamıştım. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَبْدأُ الإحْساْس جزء العائلةِ. |
Az önce aynı aileden akraba olduğumuza fark ettik de! | Open Subtitles | نحن فقط إكتشفنَا بأنّنا ذو علاقة مِنْ نفس العائلةِ |
Bu ailede yeterince korkunç insan var. | Open Subtitles | عِنْدَنا كافيُ الناس الفظيعون في هذه العائلةِ. |
Siz bize aileyi çökertmek için ihtiyacımız olan tüm kanıtları bulup getirebilirsiniz. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَحْصلَ علينا الدليلَ الذي نَحتاجُ لجَلْب كُلّ كامل العائلةِ أسفل. |
Lütfen bana ailedeki beynin o olmadığını söyle. | Open Subtitles | رجاءً، تُخبَرُني هي لَيستْ أدمغة العائلةِ. |
aileyle tanıştırmak bir adım ileri gitmek anlamına gelir. | Open Subtitles | تَعْرفُ، إجتماع العائلةِ. الذي يَتّفقُ معه شقَّ آخرَ. |
Aslında, 15 yıldır ailemizin bir üyesi. | Open Subtitles | حَسناً، في الحقيقة، هم كَانوا في العائلةِ لمدة 15 سنةِ |
Artık bizim ailedensin, geçti. | Open Subtitles | النظرة، أنت مَع العائلةِ الآن، هو بخيرُ. |