Hart-MercerFarmasötik kendini dünyayı daha mutlu, daha sağlıklı yapmaya adadı. | Open Subtitles | صيدلية هارت ميرسر قررت أن تجعل العالم أكثر صحة وسعادة |
O yüzden her gün dünyayı daha güvenli hale getirmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | لهذا نحن كل يوم نحاول أن نجعل هذا العالم أكثر أمنا |
Dünyayı kalkındıran zenginler ve zenginlik olabilir ama bu dünyayı daha zengin ve daha eğlenceli yapmak için... benim gibi bir manyak ile takılmalısın. | Open Subtitles | ربما، الأغنيا هم من يدعمون العالم لكن ، لجعل هذا العالم أكثر إثارة عليكم الإعتماد على مهووس مثلي |
dünya daha da ezici bir hal aldığında, zorlukları aşma yeteneğim iyiye değil de kötüye gittiğinde mektupları bıraktım. | TED | لكن كلما أصبح العالم أكثر عاطفيا أصبحت قدرتي على التفاوض أسوأ وليس أفضل، توقفت عن كتابة تلك الرسائل. |
Para dinin üçüncü kolu olmasaydı dünya daha güzel olmaz mıydı? | Open Subtitles | ألن يكن العالم أكثر سعادة إذا كان المال ليس الذراع الثالث من الدين؟ |
- Aferin, aferin. Bir şeylerin parçası olma fikri hoşuma gidiyordu. Aslında dünyayı daha güvenli bir yer haline getirme fikri. | Open Subtitles | أعجبتني فكرةُ أن أكون جزءاً من شيءٍ ما حاولتُ في الواقع أن أجعل العالم أكثر أماناً |
"Malî Gelişmeler dünyayı daha Tehlikeli Hale mi Getiriyor?" | Open Subtitles | هل التطور الأقتصادى يجعل العالم أكثر خطورة |
dünyayı daha tehlikeli bir yer yapan felaket bir dış politika. | Open Subtitles | السياسة الخارجية الكارثية تجعل العالم أكثر خطورة |
Çığır açan hava dengeleme sistemimiz sayesinde köpsırgaların oluşmasını engelledik, ve çocuklarımız için dünyayı daha temiz ve güvenli bir yer haline getirdik. | Open Subtitles | نحن حالت دون تشكيل مع نظام استقرار الطقس الثوري، ونحن جعل العالم أكثر نظافة، مكان أكثر أمانا للأطفال أمتنا. |
Yaşadığımız dünyaya katkısı olan ülkeleri kastediyoruz, dünyayı daha güvenli ya da daha zengin ya da daha adil bir yer yapan ülkeleri. | TED | نقصد بذلك الدولة التي تساهم بطريقة ما في عالمنا الذي نعيش فيه، الدول التي تجعل العالم أكثر أمنًا أو أفضل أو أغنى أو أكثر عدلًا. |
Çocukken bir fark yaratmak istediğimi hep biliyordum ve bir şekilde dünyayı daha güzel, daha ilginç ve daha adil yapmak istediğimi de. | TED | لطالما عرفت منذ أن كنت صغيرا أنني كنت أريد أن أصنع الفرق،وبطريقة ما أن أجعل العالم أكثر جمالا وإثارة للاهتمام وأكثر عدالة. |
Şehirler dünyayı daha sürdürülebilir, daha adaletli hale getirebilir. Ayrıca inanıyorum ki şehirler arasındaki bağlantısallık dünyayı daha barışçıl yapabilir. | TED | الآن، يمكن للمدن جعل العالم أكثر استدامة، يمكنها أن تجعل العالم أكثر إنصافا، وأعتقد أيضا أن الربط بين المدن يمكن أن يجعل العالم أكثر أمنا. |
Ses genetikleri yoluyla kafamızda canlandırdığımız sesler, sadece bu karmaşıklığı yüceltmeye değil, aynı zamanda bu dünyayı daha zarif ve güvenli yapmamıza olanak sağlar. | TED | الأصوات التي نتصورها من خلال الجينات الصوتية تسمح لنا ليس فقط بالاحتفال بهذا التعقيد ولكن أيضًا لجعل العالم أكثر أناقة ومساحة آمنة. |
Şu iyi şeyler yapmanın verdiği hisler sabah uyandığında dünyayı daha güvenli, daha iyi bir yer yapmış olma hissi... | Open Subtitles | ...هذا احساس لفعل الشئ الجيد أستيقظ في الصباح... ...وأجعل العالم أكثر أماناً أفضل |
dünyayı daha güvenli hale getirmek için. | Open Subtitles | تعرف، ليجعلوا لهم العالم أكثر أمنا ً |
dünyayı daha güvenli bir yer kılabilmek için öldüler. | Open Subtitles | مات ليجعل العالم أكثر أمناً |
Eğer bu kadar harika bir aile olmasalardı dünya daha karanlık bir hal alırdı. | Open Subtitles | لو لم يكونا رائعين لكان العالم أكثر سواداً |
Onların gitmesiyle dünya daha güvenli. | Open Subtitles | إنّ العالم أكثر أماناً بعد موتهم |
Onların gitmesiyle dünya daha güvenli. | Open Subtitles | إنّ العالم أكثر أماناً بعد موتهم |
Keşke dünya daha nazik bir yer olsa. | Open Subtitles | أتمنى أن يصبح العالم أكثر رحمة |