Bazıları Arap dünyası'nın ilk stand-up komedyeni olduğumu söylüyorlar. | TED | يقول بعض الناس أنني أول مؤدية كوميديا وقوف في العالم العربي |
Gazze, Arap dünyası içinde Müslüman ve Hıristiyanların kardeşçe yaşadığı tek yer. | TED | وغزة هي المكان الوحيد في العالم العربي حيث يعيش المسلمون والمسيحيون في جو أخوة متين. |
Çünkü orası Arap dünyasının merkez üssü ve İbn Rashid ile tanışmak istiyorum. | Open Subtitles | لأن لها مركز سري في العالم العربي وأريد أن أعرف الأمير ابن رشيد. |
Konu, muhtemel olarak Arap dünyasının tarihinde ilk kez, en alt tabakadan başlayan bir devrim, halkın devrimini görüyor olmamız. | TED | المسألة هي اننا نشاهد لاول مرة في تاريخ العالم العربي ثورة من القاعدة الى الاعلى ثورة شعبية |
Ve Arap dünyasında yaşanan bu kapsamlı eylemi anlamaya çalışırken, güçsüz değiliz. | TED | ونحن نحاول فهم هذا التحرك الواسع في العالم العربي نحن لسنا عاجزين |
Benzer şekilde, Arap dünyasında büyük Arap tarihçisi Albert Hourani'nin Özgür Çağ olarak tanımladığı dönem vardı. | TED | وكذلك الامر في العالم العربي لقد رأى المؤرخ ألبرت هوراني ان تلك الحقبة كانت حقبة التحرر |
Ve bunu başaramayınca, Tel Aviv'den yükselen komplo teorileri hakkında konuşmaya başladılar. Amaçları Arap dünyasını bölmekti. | TED | وعندما فشلوا، شرعوا في الحديث عن المؤامرات التي تحاك في تل أبيب وواشنطن لتقسيم العالم العربي. |
Arap dünyası da birçok aksiliğe rağmen ilerleme kaydediyor. | TED | العالم العربي أيضاً يتقدم على الرغم من كثير من الإنتكاسات مؤخراً. |
Diğerlerini de ayırabilirsiniz. Burada Güney Asyalı, Arap dünyası var. | TED | وباستطاعتي تقسيم بقية الفقاعات. هنا جنوب آسيا, العالم العربي |
Bu hayat tecrübesi sayesinde, Arap dünyası'nın gerçeklerini çok iyi tanıyordu. | Open Subtitles | بهذه الخبره مع العالم عَرف واقع العالم العربي الماضى |
Bir kez de, o döneme kadar kültür ve matematik merkezi olan Arap dünyası 11. yüzyılda İslami köktendincilik nedeniyle ekonomik ve düşünsel çöküşe geçince gerçekleşmişti. | Open Subtitles | حدث في العالم العربي بالقرن الحادي عشر و الذي كان وقتها مركز |
O, Irak'taki isyanın İslami bir devrimi, Arap dünyası boyunca yaymak için kullanılabileceğine ikna olmuştu. | Open Subtitles | فقد كان مقتنعاً بأن التمرد في العراق يمكن أن ينتشر ليشعل ثورة إسلامية في أرجاء العالم العربي |
Tunus İstihbarat Servisi ve bunun gibi Arap dünyası'ndaki tüm teşkilatlar için cihad radikalizm ile aynı anlama geliyordu. Bin Ladin'in cihad tanımlaması artık kurumsallaşmış bir hale gelmişti. | TED | لأن بالنسبة لجهاز المخابرات التونسي و الأجهزة الشبيهة له في كل أنحاء العالم العربي كلمة الجهاد تعني التطرف تم التأسيس لتعريف بن لادن |
Sayfamız, Arap dünyasının en çok takip edilen sayfası oldu. | TED | وأصبحت الصفحة أكثر الصفحات متابعة في العالم العربي. |
Aslında, Arap dünyasının yaklaşık 400 milyon insanı neredeyse tümüyle şehirleşti. | TED | في الواقع، فإن ما يقرب من 400 مليون شخص في العالم العربي متحضرون بشكل كامل تقريبا. |
Bu Fulla. Fulla, Arap dünyasının Barbie’ye verdiği karşılık. | TED | أنها فُلّة. فُلّة هي إجابة العالم العربي لباربي. |
Bence bu, Arap dünyasında siyasetle uğraşan neden çok az kadın olduğunu açıklıyor. | TED | هذا يفسر، في اعتقادي، إلى حد ما، لماذا تجد قلة قليلة من النساء في السياسة في العالم العربي. |
Sadece Arap dünyasında değil dünyada hak ettiği yeri alması için hazırlayacak fikirler. | Open Subtitles | وجعله جاهزاً لأخذ مكانه الشرعي في العالم وليس فقط في العالم العربي |
Ekselansları böyle bir anıt ne Arap dünyasında ...ne de dünyanın başka bir yerinde var. | Open Subtitles | لايوجد له مثيل في العالم العربي أو أي مكان في العالم |
Vahabiler gidip, tüm Arap dünyasını kapsayan bir halifelik kurmak istediler. | Open Subtitles | الوهابيون يريدون الاستمرار في القتال حتى إقامة الخلافة على جميع أراضي العالم العربي |