Ve somurtmayı kes. Dışarda uyumak eğlencelidir. | Open Subtitles | وتوقفي عن العبوس من الممتع النوم في الخارج |
Pekâlâ tatlım, somurtmayı bırak artık çünkü benim de Zelda'nın da moralini bozuyorsun. | Open Subtitles | حسنا, عزيزتي, عليك أن تتوقفي عن العبوس لانك الان تسببين الكئابة لي, انت تسببين الكئابه لزيلدا, |
Şimdi surat asmayı kes ve gülümse, mutlu olmanı istiyorum! | Open Subtitles | كفّي عن العبوس ودعيني أرى ابتسامتكِ أريدكِ أن تكوني سعيدة |
Bir tilkinin böyle surat asacağı aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | 'لم أكن أتخيل أن الثعلبه يمكنها أن تعبس ولكن العبوس هو مافعلتهُ |
Birisi şu kaşlarını yukarı doğru çeksin. | Open Subtitles | شخص ما من الأفضل قلب ذلك العبوس رأساً على عقب. |
Hayır, hayır. Bu somurtkan emocu tarzdan vazgeç tamam mı? | Open Subtitles | كلا، توقّف عن العبوس كجماعات الإيمو اللعينة، حسنًا؟ |
Yani, hadi ama, itiraf etmelisin bu gülen surat, asık surat orta okuldaki gibi birşey. | Open Subtitles | يجب أن تعترفين بذلك مثل أن الضحك و العبوس من المدرسة الإعدادية |
kaşları çatıklığı hayatı boyunca takınmaya zorlanmış olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر كما لو أنّها أُجبرت على إرتداء قناع العبوس طيلة حياتها. |
Onlar kaş çatma çizgilerine sebep oluyorlar. | Open Subtitles | لأنهم يسببون تجاعيد الوجه بسبب العبوس. |
Sayın baş komiser, böyle somurtmaya devam ederseniz ağzınızın etrafındaki kırışıklıklar asla geçmez. | Open Subtitles | يا نقيب، لو استمررت بهذا العبوس فلن تزيل هذه التجاعيد أبداً من حول فمّك |
Bırakın somurtmayı. Bugün oğlunuz için gülümseyin. | Open Subtitles | توقفوا عن العبوس ابتسموا لأجل ابنكم اليوم |
Bırakın somurtmayı. Bugün oğlunuz için gülümseyin. | Open Subtitles | توقفوا عن العبوس ابتسموا لأجل ابنكم اليوم |
Haydi... haydi, gel şu somurtmayı tersine çevirelim. | Open Subtitles | اسمع، دعنا... دعنا نقلب ذلك العبوس رأساً على عقب. |
Hadi somurtmayı bırak dostum. | Open Subtitles | توقف عن العبوس يا رجل. |
Daha ne kadar surat asacaksın? | Open Subtitles | هل ستبقيْن بهذا الوجه العبوس لفترة طويلة؟ |
surat asacağına teşekkür etmen lazım. | Open Subtitles | يتوجب عليك شكري بدلاً من العبوس في وجهي. |
Erkeklerin surat asmasından nefret ederim. | Open Subtitles | أكره الرجال عندما يقومون بإظهار العبوس على وجوههم |
Gerçek güzelliği kaşlarını çatsan bile örtbas edemezsin. | Open Subtitles | الجمال الحقيقي بالإمكان إيجاده حتى في العبوس. |
surat asmayı bıraktım. | Open Subtitles | نعم، هذا لأنني توقفت عن العبوس |
Mazideki o somurtkan çocuk değil babamın uzun zamandır olmamı istediği adamım artık. | Open Subtitles | -أمر استحققته لم أعد "الفتى العبوس" من الماضي، بل الرجل الذي كان يريدني أن أكونه أبي دومًا |
Baksana çizgilerle kaplı, ama kaş çatmayı ben yapmadım. | Open Subtitles | أنظر، إنه مغطى بالتجاعيد، لكني لم اختر العبوس. |