buzağılar savunmasız görünebilir, ama şiddetli korumacı olan ebeveynleri var. | Open Subtitles | قد تبدو العجول ضعيفة، لكن لديهم آباء مدافعة عنهم بشراسة. |
buzağılar hastalanır, atlara bir şey olmazsa, şaptandır. Öldürmek gerekir. | Open Subtitles | أن أصيبت العجول بالمرض و الأحصنة لا ستكون الحمى القلاعية, علينا فعل ذلك |
Yeni doğan yavrular, her günü yiyecek aramakla geçireceklerini kısa sürede anlıyorlar. | Open Subtitles | تكتشف العجول المولودة حديثاً، أنهم سيقضون كل يومٍ يسيرون سعياً وراء الطعام. |
Tekrar özür dilerim. Kocamın kayıp buzağıları avlamak için bugünü seçmesine. | Open Subtitles | أنا آسفة للغاية لأن زوجي أختار هذا اليوم لاصطياد تلك العجول الضالة |
Dişiler ve yavruları, kolaylıkla ana sürüden kopabiliyor. | Open Subtitles | الأناث و العجول يمكن أن ينفصلوا بسهولة عن القطيع. |
Ayrıca futbol takımının savunma koordinatörü ve hayvan bakımı kulübünün buzağı doğurtma denetmeniydi. | Open Subtitles | منسق الدفاع لفريق كرة القدم و مشرف توليد العجول في نادي أزواج الحيوانات |
İşin sırrı bu. Sütle beslenen dana bembeyaz olur. Başkaları pembe dana kullanıyor. | Open Subtitles | هذا هو السر,العجول التي تتغذى على الألبان لحومها بيضاء نقية,لحم العجول هنا لونة وردي |
Ancak foklar için tek ölüm sebebi köpekbalıkları değildir. | Open Subtitles | ولكن القرش ليس السبب الرئيسي في قتل العجول |
Rodeolardaki o danalar gibiydim, tamamen savunmasız. | Open Subtitles | أنا كنت مثل أحد أولئك العجول في مسابقة رعاة البقر، لا مساعدين |
Yetişkinler hemen yavrunun etrafını sarar. | Open Subtitles | يتفاجأ الجرو بأنه اصبح محاطا بالبالغين في منتصف سرب كبير من العجول |
İçgüdüsel olarak buzağılar orta tarafa geçerek yetişkinlerin dağ gibi cüsselerini ve vahşiliklerini kalkan olarak kullanırlar. | Open Subtitles | بالغريزة، تتحرّك العجول للمنتصف حيثما يحتمون بأجساد وضراوة البالغين. |
Bufalo buzağıları, anne babaları kadar hızlı koşabilirler ama kurtlar sürüyü koşmaya devam ettirirlerse, buzağılar bitap düşecekler. | Open Subtitles | قد تركض العجول بسرعة كآبائهم لكن لو استمرّت الذئاب في ابقائها راكضة فستُنهَك العجول. |
buzağılar, sesini bir makinede duymaktan daha önemli. | Open Subtitles | العجول أكثر أهميّة من سماع صوتك يخرج من الآلة |
Ve ağır buzağılar 204 cente... | Open Subtitles | الراديو اما العجول السمينة ارتفع سعر الكيلو ربع دولار اضافي |
Yırtıcıların ortasında hayatta kalmak için, yavrular doğumdan sonraki birkaç dakika içinde ayağa kalkmak zorundadırlar. | Open Subtitles | من أجل البقاء في خضم الضواري العجول الحديثة الولادة يجب أن تكون قادرة على الوقوف في غضون دقائق من الولادة |
Yeni doğan yavrular da kısa sürede bütün günü yiyecek aramak için dolaşarak harcaması gerektiğini öğrenecek. | Open Subtitles | تكتشف العجول المولودة حديثاً، أنهم سيقضون كل يومٍ يسيرون سعياً وراء الطعام. |
sanırım kocam kayıp buzağıları hala bulamadı. | Open Subtitles | أعتقد أن زوجي يواجه أوقاتاً عصيبة في تعقب تلك العجول الضالة |
Bu nedenle dişi aslanlar sürünün arkasında kalan zayıf yavruları hedefliyor. | Open Subtitles | لذا تنشُد اللّبُؤات العجول الأضعف التي تتخلّف عن القطيع |
O yıl doğan tüm yavruları kaybettik. | Open Subtitles | فقدنا كلّ العجول التي وُلِدت فيَ تلك السّنة. |
Domuz parçaları ve buzağı kelleleri, sirke sosu bekliyor. | Open Subtitles | أقدام الخنازير ورؤوس العجول التى تنتظر صلصة فيناجرايت 0 |
Pembe dana etini iki gün tokmakla. Asla yumuşamaz. Anlatabiliyor muyum? | Open Subtitles | بامكانك أن تضربي لحم العجول الوردي لمدة يومين ,ولن يصبح ناعماً ,أتفهمين ما أعني؟ |
Kuşların düşmanın etrafını sarması, ceylanların çitayı takip etmesi gibi foklar da köpekbalığının arkasından yüzüyorlar. | Open Subtitles | مثل الطيور عندما تتجمهر على عدو او مثل غزلان تتابع الفهد تسبح العجول خلف القرش لماذا؟ |
...danalar 26, 50 ile 30 dolar arasında alıcı buldu. | Open Subtitles | $ارتفع سعر العجول من 26.50$ إلى 30. |
Kadınlar tıpkı bir ebe gibi davranarak bu yeni doğan yavrunun ilk anlarında ona yardım ediyorlar. | Open Subtitles | تعمل النساء كالقابلات إلى العجول المولودة حديثا، المساعدتهم خلال دقائقهم الأولى للحياة. |