Fakat eğer bir suç işlenmişse, adaletin yerini bulması gerektiğinde hemfikirsinizdir. | Open Subtitles | ولكن اذا ارتكبت جريمة ,فانك لابد ان توافق ان تأخذ العدالة مجراها |
Beni kimin öldürdüğünü bilmek istediğini, böylece adaletin yerine geleceğini söyledin. | Open Subtitles | أخبرتني بأنك تريد معرفة الذي قتلني لكي تأخذ العدالة مجراها |
adaletin yerini bulması size bağlı. | Open Subtitles | الأمر يرجع إليكم لكي تأخذ العدالة مجراها. |
Ve adaletin yerini bulması için işlediği suçları itiraf etmesi bence ifadesini yeterince inanılır kılıyor. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة أنه كان استعداد لتجريم نفسه لتأخذ العدالة مجراها يجعل شهادته خاصة للتصديق. |
Hayır, adaletin yerini bulduğunu gördüğüme asla şaşırmam. | Open Subtitles | رقم أنا أبدا مندهش لرؤية تأخذ العدالة مجراها. |
Hepimiz adaletin çarklarının düzgün dönmesini isteriz, ancak okulda öğrendiğimz ideallerin ulusumuzun hapis, nezarethane ve mahkeme salonlarında bambaşka olduğunu anlamaya başlıyoruz. | TED | جميعنا يرغب في أن تأخذ العدالة مجراها بالشكل الصحيح، لكننا سنفهم بأن المبادئ المثالية التي تعلمناها بالمدرسة تختلف كثيراً عن الواقع في السجون والمعتقلات وقاعات المحاكم. |
Bir gün adaletin yerini bulacağını söyle yeter. | Open Subtitles | قل فقط بأن يوم ما ستأخذ العدالة مجراها |
adaletin bir an önce yerini bulmasını istiyorum. | Open Subtitles | متلهف لأخذ العدالة مجراها |
Tek istediğim adaletin yerini bulması ve Binbaşı Hewlett'in infaz edilmesidir. | Open Subtitles | كل ما أحتاج إليه هو إذن لتأخذ العدالة مجراها (و يُعدم الرائد (هيوليت |