| Ben de ekonominin aynı yılda Irak'taki savaş için ne kadar para harcadığına baktım. | TED | وكنت حائراً ماذا كان يدفع الإقتصاد لحرب العراق في نفس العام. |
| Flint'li Çavuş Petriken 26 Mayıs'ta Irak'ta öldürüldüğünde Ordu, ailesine son maaş çekini gönderdi. | Open Subtitles | وعندما قتل رئيس الأركان بريت بيتريكان من فلينت في العراق في 26 مايو، أرسل الجيش آخر شيك مدفوع لعائلته |
| Hadi ya, ben de Irak'ı hep çölün ortasında bir yerde hayal ederdim. | Open Subtitles | ذلك غريب، لطالما اعتقدت أنّ العراق في منتصف الصحراء |
| "Şu aralar Irak'a yapılacak bir saldırı küresel terörist karşıtı kampanyamızı ciddi anlamda tehlikeye atabilir. | Open Subtitles | الهجوم على العراق في هذا الوقت قد يعرض الحملة العالمية لمكافحة الإرهاب للخطر والتي تعهدنا بها ، وقد يتسبب |
| Intel'imiz ortaya çıktı bu konteyner geçen aya kadar biraz Irak'ta kaldı. | Open Subtitles | قامت شركتنا بالكشف عن أن هذهِ الحاوية غادرت العراق في وقت ما من الشهر الماضي |
| Üç Iraklı ilticacının söylediklerinden, 1990 yılının sonlarında Irak'ta pek çok mobil biyolojik silah laboratuvarı olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | بواسطة 3 من المعارضين العراقيين عرفنا بأن العراق في أواخر 90 لديه مختبرات أسلحة بايولوجية متنقّلة |
| Üç Iraklı ilticacının söylediklerinden, 1990 yılının sonlarında Irak'ta pek çok mobil biyolojik silah laboratuvarı olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | بواسطة 3 من المعارضين العراقيين عرفنا بأن العراق في أواخر 90 لديه مختبرات أسلحة بايولوجية متنقّلة |
| İlk nöbeti için Irak'a doğru denize açıldı, senin son senende. | Open Subtitles | فلقد كان بالفعل ضمن الجولة الأولى التي تم شحنها إلى العراق في آخر مرّة كنتَ فيها هنا |
| Geçen yıl Irak'a iki kez art arda gidip döndüm ve elimde bir bok kalmadı. | Open Subtitles | لقد عدت من جولتين, لي في العراق في السنة الماضية ولم أحصل على شيء |
| Bu kaosta neden geldin Irak'a? | Open Subtitles | لماذا تأتي إلى العراق في هذه الفوضى؟ |
| MESLEĞİN İÇİNDEKİ Irak DANIŞMANLIĞI ...belki 50 tane hizmet erbabı öldü... ama bunlar çok konuşulmadığı için şüpheleniyorum belki de, sadece bildiklerimizim üçte biridir bu... milyonlarca Iraklının içebilecek suyu yok... atık su veya elektrik | Open Subtitles | مستشار العراق في الاحتلال ... ربما 50 متوفى في عمل من أعمال الخدمة... ولكن أظن ان ما يقرب من أن لا يتكلم مع نفسه كثيرا. |
| bizim gösterdiğimiz ABD ordusu... 2003 ten beri tutuklanan insanlar Irak'ın içindeki ıraklılardı. | Open Subtitles | جيش الولايات المتحدة لا تكشف... عدد من العراقيين الشجعان أو ألقي القبض عليهم في العراق في الفترة من عام 2003. |
| Saddam Hüseyin ve oğulları Irak'ı 48 saat içinde terk etmelidir. | Open Subtitles | (صدام حسين) وأبنائه يجب أن يغادروا العراق في غضون 48 ساعة |
| Birinci Körfez Savaşı'ndan sonra Irak'ta el koydukları Fransız yapımı F-1 Mirage'lar altı tane de Çin yapımı SU-24. | Open Subtitles | بعض المدججات الفرنسية ميراج ف1) تمّ حفظها) من العراق في حرب الخليج الأولى (وستة طائرات صينية (وحدة خاصة 24س |
| KERKÜK, Irak KÜRDİSTANI GÜNÜMÜZ | Open Subtitles | كركوك, كردستان العراق في أيامنا هذه |
| bir kaç örnek daha vermek gerekirse "hamileliği sona erdirmek" ve "fetus'u öldürmek" "hücre topluluğu" ve "doğmamış çocuk" "Irak'ı işgal etmek" ve "Irak'ı özgürleştirmek" "zenginlik dağıtmak", "kazanca el koymak" | TED | ولإعطائكم القليل فقط من الأمثلة: "إنها حمل" في مقابل "قتل جنين،" "خلايا لاقحة" في مقابل "طفل لم يولد،" "إحتلال العراق" في مقابل "تحرير العراق،" "توزيع الثروة" في مقابل "مصادرة الدخول." |
| Irak istediği fiyat artışını sağlamakta başarılı olamadı. | Open Subtitles | لم ينجح (العراق) في السيطرة على ارتفاع اسعار النفط حسب ما أراد |
| Çoğunlukla Irak, Fallujah, Basra. | Open Subtitles | في كلّ مكان. (العراق) في الغالب (الفلوجة) و(البصرة) |
| Yarbay Sullivan "Sully" St. James... 32 yaşında, Irak'a iki kez yollanmış tüm koğuşundaki yaralı askerleri kurtarıyormuş. | Open Subtitles | جيمس سانت سولي (سوليفان (الكولونيل مرتين العراق في عملَ عاماً, 32 عمرة وحدته حيوات أنقاذ أثناء أصابته تمت |
| Binbaşının seyahatlerine bakarsak Dane'le bir şekilde Irak'ta yollarının kesişmiş olması muhtemel. | Open Subtitles | الأمر محتمل نظراً لرحلات القائد. ربما هو و (داين) تقابلوا في "العراق" في وقتا ما. |