| İlk olarak yirmili yaşlarımın başında yaptırmayı düşünmeye başladım, ama özellikle uzun bir süre bekledim. | TED | حيث بدأت أفكر في الوشم على جسدي في منتصف العشرينات من عمري ولكنى إنتظرت بصورة متعمدة مدة طويلة لكي أرسمه. |
| Bu dövmeyi yirmili yaşlarımın çoğunu ülkenin dışında yaşayarak ve seyahat ederek geçirdiğim için yaptırdım. | TED | لقد رسمت هذا الوشم لأنني قضيت معظم فترة العشرينات من عمري أعيش خارج بلدى مسافرةً. |
| Ancak yirmili yaşlarımın ortasında, sebebi bilinmeyen düşmeler yaşamaya başladım. | TED | لكن، في منتصف العشرينات من عمري، بدأت أسقط كثيراً بلا تفسير. |
| Ama 20'li yaşlarda anlattığınız tüm hikâyeler bir barda başlıyordu. | Open Subtitles | لكن كــل قصة من العشرينات من عمركم تبدأ في حانة |
| yirmilerinde, siyahi. Sabıkaları temiz. | Open Subtitles | في العشرينات من عمرهم سود البشرة, بدون سوابق |
| yirmili yaşlarımda İstanbul'a taşındım, aşık olduğum şehir. | TED | في منتصف العشرينات من عمري, انتقلت الى إسطنبول, المدينة التي أعشقها. |
| Beyaz bir erkek ve Asyalı bir kadın söylenenlere göre yirmili yaşların ortasındalar ve silahlı olduklarını düşünerek, son derece tehlikeliler. | Open Subtitles | ذكر قوقازي .. وأنثى آسيوية قيل أنهما في منتصف العشرينات من العمر ويعدّا مسلّحين وفي غاية الخطورة |
| yirmili yaşlardaki kadınları avlama eğilimi gösteriyor. | Open Subtitles | إنه يميل لتصيّد النساء في العشرينات من عمرهن |
| Kurbanların hepsi yirmili yaşlarda, evde öldürülmüş, zenginler. | Open Subtitles | جميع الضحايا ,في العشرينات من عمرهم ,يقتلون في منازلهم واغنياء |
| Görevli Nicola McCutcheon, yirmili yaşların ortasında masanın ardında kitaplarla uğraşıyor. | Open Subtitles | ، الشخصية نيكولا ماكوتشن ، أمينة المكتبة ، في منتصف العشرينات من العمر . تقف خلف المكتب ، ترتب الكتب |
| Polis raporunda yirmili yaşlarda Birmanyalı genç bir kadının cansız bedenine rastlandığı bildirildi. | Open Subtitles | الشرطه تقول أن الجثه تعود لإمرأه بورميه في العشرينات من عمرها تم العثور عليها ميته داخل الثلاجه، وقد اختفت معالم وجهها |
| İki şüpheli, yirmili yaşlarda bir kadın ve bir erkek hala kaçak durumda... | Open Subtitles | اثنين من المشتبه بهم وهم رجل وامرأة في العشرينات من العمر ما زالوا طلقاء |
| 20'li yaşlarımın ortasında tıp öğrencisiyken geri dönüp geride bıraktığımız insanlara hizmet etmeyi düşündüm. | TED | كنت طالبا في الطب في أواسط العشرينات من عمري، وكنت أرغب في العودة لأرى إن كان بإمكاني أن أخدم الناس الذين خلفناهم وراءنا. |
| Bu, Nijerya dışına ilk gezisi, bu kötü huylu kanser sebebiyle ameliyat olmak için İngiltere'ye geldiğinde olan 20'li yaşlarında bir adamdır. | TED | هذا الرجل في العشرينات من عمره والذين من أصل أول زيارة لنيجيريا مع هذا السرطان الخبيث أتى للمملكة المتحدة لإجراء عملية عليه. |
| 20'li yaşlarında başarılı bir reklam yöneticisiydi ve Mad Men'in bize anlattığı gibi müzmin bir alkolikti. | TED | في العشرينات من عمره، وقد كان أحد أفضل رجال الإعلانات التنفيذيين. وكما أخبرتنا قصة رجال غاضبون، أنه مدمن كحول مسعور. |
| Ve 20'li yaşlarından, işletme ve İngilizce dereceleriyle değil suç kayıtlarıyla çıkıyorlar. | TED | وهم يخرجون من العشرينات من عمرهم، ليس بشهادات في الأعمال واللغة الإنجليزية، بل بسجلات جنائية. |
| - Beyaz erkek yirmilerinde, orta boylu, kahverengi saçlı. | Open Subtitles | فى منتصف العشرينات من العمر متوسط البنية، شعر بني |
| O kadın Kim Do Jin'i yirmilerinde tanıdı, benim tanımadığım bir Do Jin. | Open Subtitles | هذه المرأة تعرف كيم دو جسن و هو فى العشرينات من عمره، دو جين لا أعرفه. |
| Merhum, yirmilerinde bir kadın. | Open Subtitles | الموضوع فتاه فى العشرينات من العمر |